Günler günleri takip ederken takvim yaprakları yeni bir yılı müjdeledi bizlere.
Yeni yılın ilk yazısında hatırlamak istediğim bir nasihati paylaşmak istiyorum.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 18)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“…Özür dilemeni gerektiren bir sözü söyleme!...” (İbn-i Mâce, Zühd, 15)
Bir gün Rasûl-i Ekrem (sav) devesinin üzerinde, arkadaşları da O’nun önünde gidiyorlardı. Muâz bin Cebel (ra): -Ey Allâh’ın Elçisi! Siz’i rahatsız etmeyeceksem, yanınıza yaklaşmamaya izin verir misiniz? diye sordu.
Peygamber Efendimiz izin verince Muâz (ra):
-Canım Sana fedâ olsun, yâ Rasûlallâh! Cenâb-ı Mevlâ’dan niyâzım, bizim emânetimizi Sen’den önce almasıdır. Allah göstermesin ama, sen bizden önce vefât edersen, senden sonra hangi ibâdetleri yapalım? diye sordu.
Hz. Peygamber (sav) bu soruya cevap vermedi. Bunun üzerine Muâz (ra):
-Allah yolunda cihâd mı edelim?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (sav):
-Allah yolunda cihâd güzel şeydir; ama insanlar için bundan daha hayırlısı vardır buyurdu.
-Yani oruç tutmak, zekât vermek mi?
-Oruç tutmak, zekât vermek de güzeldir.
Muâz (ra) bu minvâl üzere insanoğlunun yaptığı bütün iyilikleri sayıp döktü. Rasûl-i Ekrem (sav) her defasında:
-İnsanlar için bundan daha hayırlısı vardır buyuruyordu.
Hz. Muâz (ra):
-Anam-babam Sana kurban olsun, insanlar için bunlardan daha hayırlı olan nedir?” diye sorunca
Peygamber Efendimiz (sav) ağzını gösterdi ve:
-Hayır konuşmayacaksa susmak buyurdu.
Muâz (ra):
-Konuştuklarımızdan dolayı hesaba mı çekileceğiz? diye sordu.
Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Hz. Muâz’ın dizine hafifçe vurarak ona şunları söyledi:
-Allah hayrını versin ey Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, dillerinin söylediğinden başka nedir ki? Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayırlı söz söylesin veya sussun, zararlı söz söylemesin! Sizler hayırlı söz söyleyerek kazançlı çıkınız; zararlı söz söylemeyerek rahat ve huzûra kavuşunuz (Hâkim, IV, 319/7774)