Terör, ekonomik sıkıntılar vb. birçok nedenle manen karanlık günlerden geçtiğimiz bugünlerde elektrik kesintileri ve sorunları nedeniyle de karanlığa gömülmüş durumdayız.
Artık ışıl ışıl caddeler, gecemizin gündüz gibi aydınlandığı şehirler, parklar, sokaklar, durmaksızın çalışan tezgahlar, işletmeler yok artık. Karanlığımız arttıkça arttı. Ülkemizin ve insanımızın enerjisi düştükçe düştü. Enerjimizi kaybetmek üzereyiz.
Neden bu hale geldik? Niçin karanlığa mahkum olduk?
Kesinti yapılmayan yer, kesinti olmayan gün yok desek yeridir. Kesintiler lokal olmaktan çıkıp genele yayılmıştır. Bunun bahanesi olabilir mi peki? Kesinlikle olamaz ve olmamalı. Yetkililerin ülkemizi etkisi altına alan aşırı yağışlar ve fırtına, alt yapı yetersizliği gibi mazeretlerini kabul etmek mümkün değil. O koltuklar mazeret üretme yeri değil çözüm bulma ve hatta doğabilecek sorunları öngörerek ileriye dönük planlar yapma yeridir.
Özelleştirme uygulamaları ile daha kaliteli ve temiz, ucuz enerji elde edeceğimiz düşünülürken ihaleyi alan firmaların ve bunları denetlemeyen kurumların üzerlerine düşen görevleri yapmamaları yüzünden karanlıklara mahkum olduk ve olmaya devam edeceğiz gibi gözükmektedir.
Yetkililer güzel ülkemizde elektrik kesintisi yaşanmayacağını söyleyebiliyor mu? Bırakın söylemeyi kesintinin nedenini dahi bulmak için soruşturma açmamaktadırlar.
Sorunları çözme makamındaki yetkililerin ileriye dönük temiz enerji kaynağı arayışları var mı? Enerji üretimi deyince aklımıza hemen HES, Nükleer Santraller gelmiyor mu?
Dünyada durum nasıl bir de ona bakmak ve Türkiye’de tüketicinin yaklaşımını sorgulamak lazım.
İsveç geçtiğimiz günler içerisinde rüzgâr enerjisi üretiminde rekor kırdı. Rüzgar enerjisi üreticisi Bixia firması ülkede birkaç gün içerisinde rüzgârdan sağlanan enerjinin 6 nükleer santral üretimine denk olduğu açıklandı. Açıklamada İsveç’te ülkenin güney bölgesinde son günlerde etkili olan “Urd fırtınası”nın yarattığı güçlü rüzgârlar, enerji üretiminde rekor kırılmasını sağladı. 5.7 milyon Kilowatt saat seviyesinde enerji üretimi sağlayan ülke tüm zamanların rekorunu kırdı. Çok sayıda rüzgâr türbinine sahip olan ülke fırtınayı enerji üretimine fayda sağlayacak şekilde kullanmayı başardı. Son üç günde rüzgâr enerjisinin ülkenin toplam enerji tüketiminin yüzde 26'sını karşıladığı açıklandı. Temiz enerji sağlanmasının dışında, ülkede elektrik ücretlerinin de 3’te 1 oranında düştüğü belirtiliyor.
Şimdi görüyor musunuz acaba bizdeki elektrik kesintilerinin sebebi olan fırtına, bir başka ülkede kat kat daha şiddetli fırtına elektrik üretiminde rekor artış sağladığı gibi elektriğin fiyatını neredeyse yarı yarıya ucuzlatıyor.
Peki, her fırsatta bizi kıskandığını dile getirdiğimiz Almanya da durum ne? Bir de ona bakalım. Almanya'da en son görülen elektrik kesintisi 1974 de idi. Rüzgâr enerjisini en iyi kullanan ülkelerden biri olarak bilinen Almanya, vatandaşlarına yeni yıl hediyesi olarak ücretsiz elektrik hediye etti. Almanya’da bazı dönemlerde elde edilen enerji o kadar fazla oluyor ki bu enerji şebekeye gönderildiğinde halka ücretsiz elektrik verecek seviyeye geliyor. Hatta hatta üretim artışı nedeniyle devlet kullanıcıyı enerji harcamaya teşvik ediyor. Teşvik ediyor ki fazla gelen üretim nedeniyle üreticiler santralleri bir süreliğine de olsa kapatmak zorunda bile kalmasın.
Her şey görüldüğü gibi değil, evet Avrupa da Yenilenebilir Enerji çok iyi durumda. Türkiye de mevzuatlarımız mevcut, yalnız Türkiye deki sorun Avrupa da 10 yıl geri dönüş mükemmel iken Türkiye de bir yatırımcı için 5 yıl geri dönüş çok uzun. Yenilenebilir Enerji yatırımları uzun soluklu yatırımlardır, bundan dolayı Türkiye de bu yavaş yürümektedir. Avrupa da elektrik fiyatları Türkiyeden 2 veya 3 misli daha yüksektir. Almanya da örnek olarak perakende elektrik fiyatları 25-28 cent/kWh bandında dır. Türkiye de 10 cent çıvarında, bu da bireysel yenilenebilir enerji yatırımların geri dönüşünü uzatmaktadır. Türkiye de yenilenebilir enerji yatırımların bireysel ve endüstriyel çatı da çoğalmasını ben 2020 den önce beklemiyorum. Ürünlerin de fiyat düşmesi ve elektrik fiyatların yükselmesi ile geri dönüşümü 5 yılın altına düştüğünde Avrupa daki gibi yenilenebilir enerjide Türkiye de büyük hareketlik görebilir.