Dost kimdir, arkadaş kime denir?
Dostluk mu önemli sizin için yoksa arkadaşlık mı daha çok ehemmiyetli hayatınız için?
Dost olana mı gözü kapalı güvenirsiniz yoksa arkadaş olana mı sırtınızı kaygı duymadan dayanırsınız?
Dost olan mı sizi sağlam bir şekilde ayakta tutar yoksa arkadaş olan mı sizi daha fazla mutlu eder?
Dost mudur her durumunuza adım adım koşan yoksa arkadaş mıdır arkanızı her durumunuzda koruyup kollayan?
Dostluk mudur adımlarınızı ileriye taşıyan yoksa arkadaşlık mıdır hatıralarınızı güzelce çoğaltan?
Dostluk mudur varlığınıza çok iyi gelen yoksa arkadaşlık mıdır oturduğunuz masada keyfinize keyif katan?
Dost kimdir, kime denir? Arkadaş kimdir, ne gibi özellikleri vardır? Dostluk ve arkadaşlığa dair bu ve buna benzer nice soru sorulabilir. Bu sorulara verilecek cevapların içeriği de herkese göre farklılık arz edecektir.
Çünkü dostluk ve arkadaşlık, insanlık tarihi boyunca soru ve sorunlarla tartışmaya açık bir konu ve konumda durmuşlardır. Kimi arkadaşlıktan yana tavrını ortaya koymuş, kimi dostluktan yana görüşünü belirtmiştir. Kimi dostuyla her sırrını gözü kapalı paylaşmıştır, kimi arkadaşının ihanetiyle sarsılmıştır. Kimileri de bu iki kavramı birbirine karıştırmış ya da ikisini de aynı anlamda görmüştür.
O yüzden bu iki kavrama dair benim de söyleyeceklerim, yorumum olarak görülmeli. Zira benim dostluk ve arkadaşlığa söyleyeceklerim, kesinkes doğrulara tekabül etmeyecektir. Birçok kişinin, düşünürün bu doğrultudaki beyanları tam doğruya karşılık gelmediği gibi.
Az dost, az arkadaştan yanayım. Az dostum olsun ancak adam gibi adam olsun duruşu önemli benim için. Az arkadaşım olsun ancak beni yarı yolda bırakmayan olsun yanımdaki arkadaşın varoluşu.
Az dostum olsun ama benim derdimle dertlenen olsun. Ve az arkadaşım olsun ama küçük bir fırtınada benden kaçmayan bir arkadaş olsun.
Gun isiginda yola koyuldum demis sair elimde kandil gozumde mendil vefa ariyorum dost ariyorum...