Başımız ağrıdığında, bir işimiz rast gitmediğinde, keyfimiz kaçtığında yahut önümüze engeller çıktığında suçu hemen yansıtma yoluyla hayata atarız. Oysa suçlu ve kabahatli olan biz insanlarız. Biz insanlarız başımıza gelenlerin birincil kaynağı.
Hayata suçu yüklemeyelim. Hayat her zaman masum. Hayat kendi akışında, kimseye karıştığı yok. Hayat tüm olanaklarıyla yanımızdadır. Hayat bütün imkânlarıyla karşımızda durmaktadır.
Bir aksilik varsa neden biz insanlarız. Ters giden bir durum varsa sebep biz insanlarız. Zira hayat her hâliyle güzel ve hayatın her anı ne olursa olsun yaşanmaya değerdir. Yaşadığımız olumsuzluklar bizi güçlü kılan durumlardır. Omuz verdiğimiz olumlu durumlar ise bizi ayakta tutan terapi adımlarıdır.
Ne anladınız hayattan bunca yıl (aramızda yaş 37) derseniz, şunu derim:
Hayata lafım yok lakin insanlar her geçen gün hayatı biraz daha, bilerek, insanlıktan çıkarak ve kendi menfaatleri uğruna çok kirlettiler. Güzelim hayatı çirkin emelleri için kullandılar. Ve insanlar bu niyette olmaya devam ediyorlar.
Etrafımıza baktığımızda acılar ve ölümler hiç azalmıyor. Sebebi kim, insanlar. İnsanlar hayatı ve insanlığı ne yazık ki katletmeye devam ediyor. Bu gerçekten dolayı birinci sanık insanlardır.