Öyle bir Milli Eğitim Bakanımız var ki evlere şenlik!
Laiklik ile ilgili öyle bir tanımlama yaptı ki sanırım Jan Jak Russo ve Mustafa Kemal duysa bu adamı kesin döverler…
Ne diyor bu muhterem,
“Kendi icat ettiğin bir laikliği bana dayatıyorsun. Sizin laiklikten anladığınız şey şu: Camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur’an öğrenmesini yasaklamak"
Bu adam ya gerçekten laikliğin ne demek olduğunu bilmiyor, ya da biliyor ama mensubu olduğu siyasi hareketin ajandasına göre bu açıklamayı yapıyor…
Ve konuşmasının devamında da diyor ki, “ben uluslar arası laiklik anlayışından yanayım…”
Hadi ya…
Evrensel laiklik anlayışı senin tarifine hiç ama hiç uymuyor muhterem…
Sen laiklik ile inanç özgürlüğünü karıştıracak kadar cahil bir bakansın…
Bak, yana olduğunu söylediğin evrensel laiklik nedir söyleyeyim sana…
“Bir devletin değişmez ilahi yasalarla değil, seçilen temsilcilerin oluşturduğu meclis aklının yaptığı, zamanın şartlarına göre değişebilen yasalarla yönetilmesidir laiklik…”
Değişik bir ifade ile söyleyecek olursak; kutsal kitapların anayasa olarak kabul edildiği teokratik devlet yönetimi yerine (Osmanlı Devleti, İsrail, Ortaçağ Alman-Avusturya imparatorluğu gibi) insan aklının yaptığı anayasalarla yönetilmeye laiklik denir kabaca…
“Senin anlatmaya çalıştığın inanç özgürlüğü laiklik değil, laikliğin içinde bir alt başlıktır...”
Gelelim camilerin kapısına kilit vurulması, ahıra çevrilmesi ve Kur’an’ın öğretilmesinin yasaklanamsı iddialarına…
Bak muhterem Bakan;
İddia ettiğin dönemde, yani CHP’nin tek parti yönetiminin olduğu dönemde bir kısım camiler yıkılmış ve satılmıştır…
Bu doğrudur…
Ancak camilerin yıkılması ve satılması, sürekli referans aldığınız, Demokrat Partinin hilafet ve İslami söylemleriyle iktidar olduğu 1950-1960 yılları arasında da hızla sürdürülmüştür…
Bu dönemde sadece İstanbul’da içlerinde tarihi değerde olanlar dahil, yıktırılan ve satılan 54 adet cami vardır…
Her neyse…
Şunu artık anlamanız gerekir…
“İma ederek ifade ettiğiniz Atatürk ve İnönü dönemlerinde camiler yıkıldı, ahıra çevrildi, Kur’an yasaklandı gibi ifadelerin onlarca yıldır sakız gibi çiğnene çiğnene cılıkı çıktı artık…
Buradan siyasi ekmek yemeye çalışmak artık tutmuyor ama sadece İslami hasssiyetleri olanları kışkırtıyor…”
Ve sizin bir Cumhuriyet Bakanı olarak toplumun bir kesimini kışkırtmanız asla ve asla kabul edilmez bir davranıştır…
Ve hele bu tür kışkırtmalar ile “laikliği hedef göstermeniz kendi varlığınızı inkar etmek olduğu gibi laik devlet yapısıyla tercih edilen milyonlarca insanın seküler hayat tarzına ve özgürlüklerinin ortasına hançer saplamaktır…”
Bakan olarak Meclis’te ettiğiniz yeminde “laikliğe sahip çıkacağınıza namusunuz üzerine ant içmenizi de unutmamanızı dilerim…”