Şu CHP’ye akıl sır ermiyor…
Pasta birazıcık büyüdümü hemen birileri çıkıyor en büyük parçayı ısırarak koparmaya çalışıyor…
CHP’li belediyelere ve belediye şirketlerine yönelik büyük bir tehdit kapıya dayanmışken kim cumhurbaşkanı adayı olmalı, adayı nasıl belirleyelim, İmamoğlu olursa seçimi alırız, Yavaş cumhurbaşkanlığına çok yakışır vs vs… tartışmaları peşindeler…
Oysa geçtiğimiz Perşembe günü TBMM’de kabul edilen bir kanunla, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Devlet Denetleme Kuruluna (DDK) her kademe ve rütbedeki kamu hizmetlisini görevden alma yetkisi verildi.
“Yani bu yetkiyle odalar, bakanlıklar ve belediyelerdeki her kademede kamu çalışanları (buna belediye başkanları da dahil) DDK eliyle görevden alınabilecek ya da uzaklaştırma verilebilecektir.”
Kanunla verilen bu yetkinin hedefinin CHP’li belediyeler ve bağlı şirketleri olduğu çok açık.
Savcılarca yürütülen, yargı yoluyla görevden alma uzun bir süreç istediğinden, bunun yerine daha pratik ve kısa sürede sonuç alınacak ve bunu uygulayan bürokratlar olduğundan “bu bir siyasi manevradır” da denilemeyecek bir uygulamaya gidiyor iktidar.
Gözaltı yok, tutuklama yok, bir yazıyla “senin şu yanlışların var görevden uzaklaştırdık” denilmesi yeterli oluyor artık…
Tabi bu uygulamanın yargı yolu açıktır.
Görevden uzaklaştırılan belediye başkanı idari dava açabilir.
Ancak bu dava sanırım seçime kadar sürecek bir zamanda ancak bitirilebilir…
Kısacası, seçim sathı mahalline girilecek süreç başladığında kitlesel bağları iyi olan kimi belediye başkanı bu yolla görevden uzaklaştırılabilir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “alın şu Ekrem’i, ya da alın şu Muhittin Böcek’i demesi yeterlidir” bunun için…
Olay bu kadarla kalsa iyi…
Şalgamın büyüğü TMSF (Mevduat Sigorta Fonu) üzerinden geliyor…
Bilindiği gibi belediyelerin tasarruf tedbirleri nedeniyle bütçe harcamaları oldukça kısıtlı hale getirildi.
Bunu aşmak için belediyeler iştirakleri olan şirketler üzerinden özellikle sosyal destek faaliyetlerini yürütüyorlar…
Ancak bu şirketler de Sayıştay ve DDK denetimine tabi durumdalar…
DDK tarafından denetlenen bir şirketin yönetim kurulu ve genel müdürü bu yeni kanunla görevden alınabilir.
Ancak böyle bir durumda şirketler mali kuruluş olduklarından tabi olunan kanun gereği “yargı kararı” ile şirket yönetimine “kayyum ataması” yapılmak zorunda…
İşte bu işlemlerde de yeni bir ugulama getirildi.
“Cumhurbaşkanlığına bağlı TMSF’nin sadece KHK ile el konulan FETÖCÜ şirketlere kayyum olarak atanma yetkisi varken, geçen hafta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile TMSF’ye yargı kararı olmaksızın her türlü şirkete kayyum olarak atanmasının yolu açıldı…”
İşin özeti şu;
CHP’li belediye başkanlarının üzerlerine DDK kılıçı sallandırıldı.
Bütçe harcamaları kararnamelerle kısıtlandığı yetmezmiş gibi bağlı şirketler üzerinden yaratılan hareket alanı da ellerinden alındı.
Hem belediye başkanları, hem belediye üst yönetimindekilerin yapacakları, görevlerdeki bağımsızlıkları cumhurbaşkanının iki dudağı arasına sıkıştırılmış oldu…
CHP’ye iktidar yolunu açacak belediyeler böylesine kıskaç altına alınmışken siz, kim cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye eşelenip durun…
Heybeden turp mu çıkarak yoksa Trump mu çıkacak o zaman görürsünüz…