Kapladığı 245 bin metrakarelik alanla Türkiye’nin en büyük Balıkçı Barınağı olan Antalya Balıkçı Barınağı Sıçan Adasının karşısında yapıldı ve 2014 yılında hizmete açıldı.
Ancak aradan geçen 10 yılda Bağınağı yöneten iki balıkçı kooperatifinin kötü yönetimi sonucunda, “Tarım ve Orman Bakanlığı buraya el koydu, kooperatifleri uzaklaştırarak yerlerine kayyum ataması yapıldı.”
Geçen yıl Bakanlıkla Barınak yönetimi arasında “kira meselesi” nedeniyle anlaşmazlık çıkmış, Bakanlık kirayı ödeyemedikleri gerekçesiyle Balıkçı Barınağının tahliyesini istemişti.
Tabii bu arada Balıkçı Barınağını yöneten kooperatiflerin çeşitli usulsüzlükler yaptığı iddiaları neden ile Emniyet Müdürlüğünce takibe alınmıştı.
Yapılan takip sonucu her iki kooperatif yöeticileri gözaltına alınmış ve bir kısmı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Bu gelişmeler üzerine ne oluyor bu Barınakta, diyerek araştırmaya çıktım…
“içerden” aldığım bilgiler, Barınağın gelirden çok giderinin olduğunu, bu nedenle Bakanlığa olan kira borçlarını ödeyemediklerinden “sözleşmeye aykırı” olarak balıkçılık yapmayan ve marinadaki bağlama ücretlerinin çok yüksek oluşundan dolayı 20 metre üzerinde uzunluğu olan ve balıkçılık yapmayan teknelerin ve yatların balıkçı barınağına bağlanmalarına izin vermişler.
40 adet balıkçı teknesine karşılık 170 adet balıkçılık yapmayan ve ucuz bağlama nedeniyle barınağa girmesine izin verilen bu yat ve teknelerden elde edilen gelirle Barınağın kira ve giderleri karşılanmaya çalışılmış…
Ve COSMOS adlı yüzen otel durumundaki kocaman geminin de Barınağa bağlanması, bakım, onarımlarının burada ucuz olarak yaptırılmasına izin verilmesi bardağı taşıran damla olmuş ve şikayetler üst üste yapılmış…
Kısacası Barınak yönetimi sözleşme hükümlerine aykırı uygulama yapmışlar…
Ancak olay bununla sınırlı da değil.
Asıl sıkıntı yaratan olay “mavi kart” uygulaması denen, “teknelerin, yatların, balıkçı gemilerinin ve her türlü yüzen aracın atıklarının belirli yerlerdeki depolara boşaltılması olayıdır…”
Balıkçı Barınağı da bu boşaltım yerlerinden biridir.
Tekneler belli bir ücret karşılığında gelip barınakta atıklarını boşaltırlar…
Bu azımsanacak bir miktar değildir.
Ortalama bir teknenin aylık boşalttığı atık miktarı yüzlerce litredir…
Ancak, Tekirova’dan Kemerağzı’na kadar olan alanda bulunan bir çok tekne, barınağa kadar mazot yakıp gitme yerine açık denize atıklarını boşaltırlar
Bu arada “Barınaktaki bazı yöneticileri arayıp şu kadar litrelik fatura kesmesini isterler”
Yani Barınağa boşatılmayıp açık denize bırakılan atıkların usulsüz faturalandırılması ile kimi yöneticiler haksız kazanç sağlar…
Bu iki temel olay nedeniyle gözaltılar yapılmış ve davalık olmuşlardı Barınak Yönetimindekiler…
Şimdi Barınağın kiracısı olan Balıkçı Kooperatifleri uzaklaştırıldı ve yerlerine kayyum atandı…
Bundan sonra ne olur?
Birincisi, bana göre kayyum ataması doğru değil.
Kayyum yerine kooperatifler genel kurula gidebilir ve haklarında dava açılanların yerine yeni kadroları seçilerek sistem sürdürülebilirdi.
İkincisi, Balıkçı Barınağının “özelleştirilesi” ve burayı alacak şirketin ya da şahsın Barınağı marina durumuna getirmesi olasılığı vardır.
Bu konuda daha önce de girişimler olmuştu zaten.
Şimdi barınak yöneticilerinin usulsüzlükleri ileri sürülerek aynı çevrelerin iktidar üzerinden burayı ele geçirme çabaları olabilir…
Böylece Antalya’da kıyı ve açık deniz balıkçılığının ruhuna fatiha okunur…
Dilerin kayyum olarak atananlara siyasi midahale yapılmaz ve işleri düzene koyduktan sonra Barınak yeniden Antalyalı balıkçıların yönetim ve hizmetine bırakılır…
İlk defa bu kadar detaylı ve aydınlatıcı bir makale okudum. Çok teşekkürler