Büyükşehir Belediye Meclisinde bu ayki toplantıda alınan bir karar Antalya için son derece önemli olmasına rağmen sanırım hem kanaat önderlerinin hem de basının dikkatlerinden kaçtı.
Bu karar, “Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı’na” üyelik başvurusunun yapılması kararıydı.
Bu Pakttın hedefi, adından da anlaşılacağı gibi kentsel gıda alanında yani, gıdanın üretimine ilişkin bütüncül bakış açısına sahip adil kazanç, işçi haklarının korunması, doğaya ve insana sağlıklı gıda üretimi gibi alanlarda yenilikçi projelerin doğması ve hayata geçirilmesidir.
Bu hedefler doğrultusunda kentler arası işbirliği ile uygulamalarının, yenilikçi projelerin paylaşılması ve böylece gıda sistemlerinin geliştirilmesidir.
Bu Pakta üye olan kentlerin belediyeleri, üretici birlikleri ve bu alanda faaliyeti olan sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket ederek “sağlıklı, ilaçlardan ve kalıntılarından arındırılmış, üreticilerin ve çalışanlarının haklarının korunması” konularında projeler geliştirirler.
Antalya, tarımsal alanda ve gıda üretiminde ülkenin en önde gelen kentidir.
12 ay boyunca örtüaltı gıda üretimi yapılan kentte, bunun önemli bir kısmı ihraç edilerek döviz girdisi sağlanmaktadır.
Ancak zaman zaman “ilaç kalıntıları” nedeniyle binlerce ton ürünümüz maalesef gümrük kapılarından dönmektedir.
İşte bu Pakt aracılığı ile üretimi artırıcı ve geliştirici projeler uygulanarak ilaçlardan ve ilaç kalıntılarından kurtulmak mümkün olacak ve daha sağlıklı ürünler elde edilebilecektir.
Bu alanda Antalya Ticaret Borsası ve büyük tarımsal şirketlerle oluşturulacak bir platform üzerinden bu Paktın hedefleri doğrultusunda ciddi projeler üretilebilir.
Özellikle tohumculuk ve tohum üretimi alanına Avrupa’da, İsrailli şirketlerden bile daha fazla pazar payları olan Antalyalı tarımsal şirketlerden ciddi olarak faydalanılabilir.
Tabii bu çalışmaların içerisinde küçük çağlı gıda üreticileri ve çalışanları korunmalı, geliştirilmelidir.
Bunun için Büyükşehir Belediyesinin önemli bir kaynak sağlaması gerekir.
Bakın Milano kenti belediye meclisi, 2015 yılında Paktın kuruluşu aşamasında bu çalışmalar için sivil toplum kuruluşları ve gıda üreticileri ile iş birlikleri yapılması ve bu kuruluşlarla birlikte yürüteceği faaliyetler için “400.000 Euro’luk bir bütçe ayırdı.”
Ve 10 yıl sonra gerçekleştirilen projeler ile gıda güvenliğinde yüzde yüz başarı sağlandı…
Aynı süreç içerisinde bu platforma giren tüm işletmeler yıllık kazancını birkaç kat artırarak çalışanlarına daha yüksek refah payı ayırmayı sağladılar.
Elbette Antalya Büyükşehrin bütçesi sınırlıdır ve bu kadar büyük bir bütçeyi sağlaması mümkün değildir.
Ancak bu alanda Avrupa Birliği Fonlarından ciddi olarak faydalanmak mümkündür.
Keza Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) dan hem teknik destek, hem de finansman desteği için referans olması sağlanabilir…
Büyükşehir tarafından atılan bu adımı çok önemsiyorum ve kent insanının sağlıklı gıdaya bu proje ile ulaşacağına, tarımsal alanda daha çok üretim yaparak önemli katma değer yaratılacağna inanıyorum ve Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Başkanı bu alanda destekliyorum…