CHP Genel Başkanı Özgür Özel, beraberinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la beraber partinin MYK ve Parti Meclisi üyelerini de yanına alarak Kadınlar Milli Voleybol takımının yarı final maçını izlemek ve onlara destek olmak için Paris’e gitmişlerdi.
Bu gidiş sportif olmaktan çok “milli heyecan ve milli destek” amacıyla olsa da hoş bir davranıştır.
Hele de voleybolcu kadınlarımızı “bacakları açıkta olduğu ve bazılarının da lezbiyen olduğu” gerekçesiyle başta AKİT denen paçavra olmak üzere gerici ve havuz medyasının hedefe koymalarına karşılık bu destek daha da anlamlıdır.
İnanın bana, gerici medyanın voleybolcu kızlarımızın bacaklarına takıntılı olmaları İslami inançlarından kaynaklanmıyor…
Eğer sırf inançlarından ötürü olsaydı haftanın hemen her günü insanları TV başına kilitleyen “kadın yarışmacıların tümden baldır-bacaklarının ortada olduğu bir sportif program olan Acun Ilıcalı’nın survivor programına tepki gösterirlerdi.”
Kadın voleybolculara olan tepki ve hedefe koymalarındaki asıl neden, iktidarın kültürel anlamda bu kadın sporcuları etki altına alamamalarıdır…
İktidar, hayatın her alanında olduğu gibi sportif alanı da kendi kontrolünde ve iktidarına destek sağlayacak biçimde şekillendirmiştir.
Futbol başta olmak üzere her spor federasyonu sarayın spordan sorumlu olan komisyonları tarafından yönetilir.
Demin dediğim gibi, sportif başarıları getirecek planlı ve programlı, eğitimi öne alan bir anlayış değil, kısa vadeli, iktidarın propaganda aracı olacak başarılar esas alınmıştır.
“Bu nedenledir ki, 85 milyonluk ülkemizin, dünyanın en büyük organizasyonu olan ve başarılı ülkelerin propagandasının yapıldığı, 3,5 milyar insanın izlediği olimpiyatlarda bayrağımızı dalgalandıracak ve kürsüde ulusal marşı çaldıracak bir sporcumuz bile yoktur.”
Atletizmde, Karayiplerdeki Saint Lucia isimli 160 bin nüfuslu ve 617 kilometrekare büyüklüğü olan bir adadan gelen kadın sporcu 100 metrede altın, 200 metrede gümüş madalya aldığında ülkem adına utandım…
Konyaaltı ilçesi kadar olan bir adadan altın madalyalı sporcu çıkıyor ama göçmenler hariç 85 milyonluk nüfusu olan ülkemden bu yarışların finalinde bile koşacak bir sporcu olmuyorsa ülkeyi yönetenlerin şapkayı önlerine koyup düşünmeleri gerekmez mi?
Bu iktidar bütün sistemleri kendi iktidarına hizmet edebilecek propaganda aracı olacak şekilde düzenlemiştir, bu nedenle yerelde iktidar olan CHP’ye çok iş düşmektedir.
Sayın Özgür Özel’e sesleniyorum;
Paris’e sporcularımızı desteklemek amacıyla gitmenizde samimiyseniz, belediyeleriniz üzerinden bu olaya el atmanız gerekmektedir.
“İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Antalya, Adana, Mersin gibi on milyarlarca liralık bütçesi olan belediyelerinize talimat vererek önümüzdeki olimpiyatlara madalyalı atlet yetiştirmelerini isteyin.”
Çok zengin insan kaynaklarımız taranarak üstün yetenekli en az 10 atletin 5 yıl boyunca eğitilip çalıştırılmasının maliyeti bir yağlı güreşçinin maliyeti kadar bile değildir.
Buradan elde edilecek başarılar sadece ülkemizin değil, CHP’nin sosyal demokrat açılımının da başarısı olacaktır…
Ben belediyelerimizin bunu başaracağına ve bunu yaparlarsa önümüzdeki olimpiyatlarda yetiştirilen sporcuların madalyalar alacaklarına inanıyorum…