Yerel seçimler yaklaştıkça siyasi hava giderek daha gergin ve daha ilginç (!) hale bürünüyor.
Son birkaç gündür yaşanan olaylar kanımca siyaset erbabınca daha dumanlı hale getirilecek gibi görünüyor.
Aksu ilçesi Belediye Meclisinde ve sonrasında yaşananlar hem “Başkan Halil Şahin” açıcından hem de İYİ Parti İl Başkanı “Afşin Karacan” açısından son derece olumsuz gelişmelerdir.
Siyaset kurumu sorunların çözüm yeridir, yumruklaşmanın değil.
Lakin hem Başkan Halil Şahin, hem de Afşin Karacan sorunların çözümü yerine sorunların bir parçası haline gelmeyi yeğlemişler, tavır ve davranışlarıyla sorunları daha da büyütmüşlerdir.
“Birincisi,” Başkan Halil Şahin’in Meclis oturumu sırasında kendisinden hesap soran ve eleştirilerini ileten İYİ Partili Meclis üyelerine cevap verme yerine (haklı olsa bile) onları zabıta zoruyla meclisten dışarı çıkartması “onları seçen seçmenlere ve iradelerine saygısızlıktır…”
Daha önce de bunun benzeri bir olayın yaşanmasına neden olan Başkan Halil Şahin, bu provokatif tavırlarıyla Aksu ilçesinde halk arasında gerilimi tırmandırmıştı.
“İkincisi,” İYİ Parti İl Başkanı Afşin Karacan’ın meclis üyelerine sözde sahip çıkma adına yanına aldığı bir çok partili ile gidip Başkan Halil Şahin’in makamını basması, çetevari bir davranıştır.
Bir yanlış, başka bir yanlışla düzeltilemez…
Eğer meclis üyelerine bir haksızlık yapılmışsa basın açıklamasıyla ve ardından da Aksulu seçmeleri ziyaret ederek Halil Şahin’in davranışını siyaseten mahkum edersin.
“Nasıl ki Halil Şahin’in davranışı seçmen itadesine saygısızlıksa, Karacan’ın davranışı da Halil Şahin’i seçen seçmenlerin iradesine saygısızlıktır.”
***
Antalya’nın en renkli ve ilginç iş adamı kimdir derseniz, hiç şüphesiz ki herkesin aklına gelecek ilk isim “Gültekin Gencer” olur.
Ticaretten spora, sivil toplum kuruluşundan yerel yönetimlere kadar hemen hemen hayatın her alanında bir şekilde Gültekin Gencer’le karşılaşmanız mümkündür.
Seveni kadar sevmeyeni de vardır.
Çünkü çok “sivri ve köşeli” konuşur.
Nitekim yine erkenden köşeli bir çıkış yaptı ve “Döşemealtı Belediye Başkanlığına talip olduğunu” açıkladı.
Ancak yine farkını ortaya koyarak siyasi geleneklerin dışına çıkıp “hangi partiden aday olacağına dönük bir açıklaması olmadı.”
Daha değişik ifadeyle söyleyecek olursak;
“Gencer diyor ki, arkadaş benim geniş bir vizyonum ve bunu hayata geçirecek misyonum var, tanınırlılığım yüksek, kitle iletişimim güçlü.
Ve siyasi partilere sesleniyorum, beni aday yaparsanız kazanırsınız…”
Hatırlıyorum, 2009 seçimlerinde bir hafta içinde 10 bin kişiyi bizzat telefonla arayarak CHP’li aday “Mustafa Akaydın’ın” seçimi kazanmasında etkili olmuştu.
Yani o dönemin bir anlamda oyun kurucularından birisiydi.
Öyle sanıyorum ki, önümüzdeki yerel seçimde Döşemealtı’na herhangi bir partiden aday gösterilmezse bile seçimin “oyun kurucularından” birisi olur.