İlerleyen yıllarda yapılamayan 60. Altın Portakal Film Festivali nasıl ki “sansürle” anılacaksa; 61. Altın Portakal Film Festivali de “kusursuz” bir festival olarak anılacaktır…
Elbette bu kusursuzluk başarısında bu yıl 5 kez festivali organize eden “Başkan Böcek’in ve Festivalin idari direktörü Cansel Çevikol’un” elde ettikleri deneyimin büyük payı vardır…
Ancak bu başarıda bence en az onlar kadar pay sahibi olan “Festivalin Koordinatörü olan Deniz Yavuz’dur.”
Sinema sektörünün tüm kesimlerince kabul gören bir sinemacı olması, festivalin başarılı olması için sektörün her türlü desteğini Deniz Yavuz’a vermesi, kusursuzluğa giden yolu açmıştır.
Elbette Deniz Yavuz’un sektörce kabul görmesinde rahle-i tedrisinde yetiştiği film yapımcısı “Sebahattin Çetin’in” emeklerini de zikretmek gerekir.
Öyle sanıyorum ki Deniz Yavuz’un koordinatörlüğünde daha uzun yıllar skandallardan, sansürden, sanatçıların memnuniyetsizliğinden değil, sinemayı, sinema sanatçılarının, sinema emekçilerinin ve yapımcılarının başarı öykülerinin, sorunlarının ve çözümlerinin konuşulacağı başarılı festivaller göreceğiz…
Daha şimdiden sinemanın sorunlarının değerlendirildiği bir çalıştay yapıldı bile…
Bence festivalin ödüllerinden, başarılı sanatçılar ve filmlerinden çok daha önemli bir adım atıldı “Sinema Çalıştayı” ile…
Yapılan 9 oturum ile enine boyuna sinemanın hemen tüm sorunları akademisyenler, yapımcılar, yönetmenler, sanatçılar ve sektörün çeşitli kesimlerindeki emekçilerin katılımı ile tartışıldı ve sonuç raporları hazırlandı.
Bizzat sonuç bildirgesinin sektör temsilcileriyle paylaşıldığı son toplantıya katıldım.
Sanatçılar Mehmet Aslantuğ ve Perihan Taşöz tarafından okunan çalıştay raporu sektör katılımcıları tarafından takdirle karşılandı…
Bu anlamda festival kapsamında bu çalıştayı düzenleme sorumluluğunu alıp başarılı şekilde sonuçlandıran “Yönetmen Aydın Sayman ve Sanatçı Perihan Taşöz’ü kutluyorum…”
Elbette çalıştayı yapmakla her şey bitmiyor.
Asıl olan burada tespit edilen ve raporlaştırılan sorunların çözümü için muhatapların oluşturulması gerekir…
Aksi halde çalıştay, yapılmış olması için yapılan bir etkinlik olarak kalır…
62. festivalde elbette bunlar sorgulanacaktır…
Çalıştayın oturumlarında işlenen konulardan birisi de “film ve dizilerin izlendiği dijital platformlarla ilişkilerdi.”
Benim çok dikkatimi çekti.
Başta “Netflix” olmak üzere sinema ve dizi izlenen bu platformların festivallere davet edilmesi oturumda konuşuldu…
Bence de doğru bir karar…
Artık, saatindeki bir aparatı beyaz bir duvara yansıtarak film izlendiği teknolojik bir çağda hızla ilerliyoruz…
İnsanlar giderek sinema salonları yerine televizyonlarda bu dijital platformlarda yayınlanan film ve dizileri izler oldular…
Özellikle Hollywood filmlerinin dünya egemenliğine karşı oluşturulan başka Netflix olmak üzere dijital platformlar aynı zamanda kimi önemsedikleri projelerin “yapımcılığını” da üstlenerek Avrupa ve 3. Dünya ülke sinemasının gelişimine katkı sunuyorlar.
Önümüzdeki festivallerin daha başarılı geçeceğine olan inancımı yineliyorum…
Ve bir kez daha Başkan Böcek’i, Cansel Çevikol’u ve Deniz Yavuz’u kutluyorum…