Özel Halk Otobüsleri işletmelerini oluşturan bir avuç insan halk üzerinden Büyükşehir Belediyesine şantaj yaparak istediklerini yaptırıyor.
Ulaşım hakkı, anayasal bir haktır.
Bu hak üzerinden bir avuç otobüsçü esnafı kar marjını yükseltmek için, ulaşımı işkenceye ve hatta zulme dönüştürüyor.
Oysa anayasal bir hak olan toplu ulaşım hakkı asla ticari bir mala ve hizmete dönüştürülemez.
“Maliyetlerimiz arttı, otobüs binişlerine zam isitiyoruz” diye Büyükşehir Belediyesine baskı yapıyorlar.
Talepleri kabul görmeyince, “ne yapalım zararına çalışmayız” diyerek otobüslerini seferden çekiyorlar.
Böylece duraklarda işkence çeken, hasbel kader yanaşan bir otobüse kendini atan insanlar bu kez cehennem sıcağında (mazotu çok yaktığı gerekçesiyle) kliması çalıştırılmadığı için duraktakinden bin beter bir işkenceyle karşı karşıya kalıyorlar.
Ve tabii yaşanan bu zulmün faturası Büyükşehir'e çıkıyor.
Sonuçta bir avuç çetenin zam talebi kabul ediliyor.
Tıpkı geçtiğimiz gün yapılan yüzde 50'ye yakın zam gibi…
Adı “halk otobüsü” ama halka zulüm eden, zam talebi olmayınca ulaşımı sekteye uğratan bir “halk işletmesi”
Belediyeye diyor ki “ya benim istediğimi yaparsınız, ya da halka yaşadıkları işkencenin hesabını verirsiniz”
Yani açıkça şantaj…
Aileleriyle birlikte toplasanız 5 bin kişilik bir güruh, belediye üzerinden 1,5 milyon insanı esir alıyor…
Üstelik anayasal hakkını gasp ederek…
Bu sürdürülebilir bir uygulama değil…
Her gün 500-600 bin insan toplu ulaşım araçlarını kullanıyor…
Kimi işine gidiyor, kimi işinden evine dönüyor, kimi pazara gidiyor, kimi alış-verişten dönüyor, kimi servis aracı kullanmadığından okuluna gidiyor…
Yani halk günlük hayatın hareketliliği içinde …
Ve doğal olarak “hızlı, konforlu ve ucuz” toplu ulaşım araçları ile bu hareketlilik içinde olmayı istiyor…
Ama bu isteği duraklarda saatlerce bekleyerek, konfor bir yana adeta tek ayak üstünde terden bulamaç gibi hallerde ve üstelik günlük kazancının 30 lirasını vererek gerçekleştiriliyorsa orada ciddi bir sorun vardır.
Eleştiriyoruz ama çözüm ne?
Çok basit çözümü…
“Bir kamu hizmeti olan toplu ulaşımın ticarileştirilmesine (özelleştirilmesine) bir an önce son verilmeli ve bu hizmetin yine bir kamu kurumu olan Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasıdır.”
Başkan Böcek’in Mecliste dediği “ulaşım işi belediyenindir” sözünün hayata geçirilmesidir…
Otobüscü stk her başkana aynı şantajı yaptı... ulaşımla başkan değiştiriyorlar. Belediye de her ay bunlara karşılıksız ekstrada dunyanin parasını ödüyor. Taksi ve dolmuş, otobüs stk lari ukome yi ele geçirmiş. Inanmayan kararları incelesin.
Senin belediye dedigin kuruma biz size devredelim dedik belediye bu yukun altına girmek istemiyor mazotu 37 soforlermı cıkarttı diger giderkeri saymıyorum. Bile sacma sapan yazmısın hıc konuya hakım olmadıgın cok belli