CHP, bir yıl içinde bir Kurultay ve bir de yerel seçim geçirdi.
Kurultayda Genel Başkanlık ve Genel Merkez yönetimi ile Parti Meclisi tümüyle değişti ve Genel Başkanlık Özgür Özel’e geçti…
Bu değişimin mimarı hiç kuşku yoktur ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı “Ekrem İmamoğlu’dur…”
Özgür Özel’in, Kılıçdaroğlu’nu Kurultayda geçme şansı yoktu…
Ancak ne olduğu henüz belli olmayan bu değişim, ekonomide ve siyasette iktidarın alabildiğine yıpranması ve hayatı yaşanamaz duruma getirmesi CHP’ye “şans” olarak döndü ve yerel seçimde hem belediye sayısını artırdı, hem de oy oranında yüzde 37’ye ulaştı…
Klasik oyun üzerinde alınan bu yüzde 12’lik artış konjoktürel bir oydu ve bu nedenle CHP yönetimi sürekli uyarıldı…
“Bu yüzde 12’yi örgütleyemezseniz, yine klasik oy oranına düşersiniz” denildi ve bu uyarılar maalesef gerçekleşti.
“Bu düşüşte hiç kuşku yoktur ki asıl mimar Özgür Özel’dir…”
Yerel seçim başarısındaki kerametin kendinden olduğunu sanan Özgür Özel, seçimden hemen sonra incilerini sıralamaya başladı…
“Benim iki tane cumhurbaşkanı adayım var. Zamanı gelince birini aday gösteririz…”
“Ben cumhurbaşkanlığına aday değilim, teknik direktörüm…”
Daha cumhurbaşkanlığı seçimine 4 yıl varken, parti tabanında yarılmalara yol açacak bu sözleri sarf etmek büyük bir gaf değil de nedir?
Nitekim bu tartışmalar kamuoyunda hızla yayılırken ülkenin gündemi tepe taklak edildi.
Tartışmalar gereksiz yere büyütülünce en sonunda Ekrem İmamoğlu geçen hafta patladı…
Kafasının üzerinde siyaset yasağı kılıcı sallanırken Özgür Özel’e “diyet borcunu öde” dercesine seslendi…
“Beni Cumhurbaşkanı adayı ilan edin…”
Hem İmamoğlu’nun bu saçmalığı, hem Özgür Beyin bu konudaki aylarca devam eden gafları son seçimde AK Parti ve Erdoğan’dan kurtulmak için CHP’ye ilk kez oy veren bu yüzde 12’lik seçmende güvensizlik yarattı, oy kaybına dönüştü…
Özgür Özel’in bir diğer gafı ise “seçimi alırsak bu sistemi bir süre devam ettireceğiz” sözleridir…
Tek adam rejimine tavır alan milyonlarca seçmende hayal kırııklığı yarattı.
Kılıçdaroğlu’nun döneminde Demokratik Parlamenter Sisteme dönerek tek adam otoritesine son vereceğini sürekli gündemde tutan CHP gitti, yerine tek adam rejimini sürdüreceğini ilan eden Özgür Beyin CHP’si geldi…
Tek adam rejimini meşrulaştırmak sana mı düştü?
Hele son gafı yenilir, yutulur değil…
ABD’de yaptırılan Türkevi konusunda New York Belediye Başkanına rüşvet verildiğinin ABD istihbaratlarınca tespit edilmesi ve konunun ABD mahkemelerine yansıması olayında, Özgür Beyin, Türkevi önünde “Türkiye, rüşvet verecek kadar aciziyet içinde değildir” sözleri Saray Muhiplerince bile söylenmeyecek kadar absürttür…
Sana ne?
Erdoğan ve Türkevinin yapımını sağlayan TÜRGEV yöneticileri bu olay karşısında tık demiyorlarken rüşvet alındı iddiasını savunmak senin işin mi?
Son bir uyarı; CHP Genel Başkanlığına devam etmek istiyorsan, Kılıçdaroğlu’nun uyarılarına kulak ver…