Altın Portakal Film Festivali’nin 61’incisinin basın toplantısına “Jüri Başkanı Ferzan Özpetek adeta ambargo koydu” …
Özpetek’in sanatına, kişiliğine ve sinema sanatının gelişimi ve yenilikleri anlamında yaptığı uluslararası katkılara saygı duyan bir sinemaseverim…
Yılmaz Güney, Memduh Ün, Erden Kral, Zeki Demirkubuz gibi izlediğim ve sanatına saygı duyduğum yönetmenlerden birisidir…
Yaptığı filmlerle toplumsal yargıları sallaması ve eleştirmesi, devletlerin sanatın sınırlandırılması için aldığı kararlara olan karşı duruşu ve özgürce hareket etmesi anlamında sinema sanatının öncüllerinden birisidir…
Ancak Jüri Başkanı olarak katıldığı basın toplantısında gazetecilerin sorduğu her soruya hemen atlaması ve cevaplandırması, soru soran gazeteci ile tartışmaya girmesi, Jüri Başkanı olarak görev alanıyla ilgili olmayan her konuda görüş beyan etmesini doğru bulmadığımı belirtmeliyim…
Jüri Başkanı olarak sadece yarışmacı filmlerde verilecek ödüllerin “en iyilerini” seçmek görevinin dışına çıkması, “Muhittin Başkan ya da Festival Direktörü Deniz Yavuz’un” cevaplaması gereken sorulara onlardan önce cevap vermesi basın toplantısına katılan gazeteciler tarafından da şaşkınlıkla karşılandı…
Gelenekçi biri değilim ancak kimi imgelerin yaşatılması gerektiğini düşünürüm…
Bu nedenle festivalin adeta simgesi olan ve halkın festivale olan ilgisinin ve katılımının algısını oluşturacak olan “Kortej Yürüyüşünün” zamanının geçtiğini, artık halkın buna olan ilgisinin olmayacağını, görmek isteyeceği sanatçıları zaten sosyal medyada her yanıyla gördüğünü ifade ederek Kortej Yürüyüşünün gerekli olmadığını ifade etmesini de doğru bulmadım.
Bu ve benzeri festival etkinliklerine Başkan Böcek ile festivalin idari ve sanat yönetmenleri karar verir, Jüri Başkanı değil…
Bu tavrı Ferzan Özpetek’in “geleneklere karşı çıkan yenilikçi ve farkındalığı olan sanatçı” tarafıyla açıklayabiliriz…
Nitekim filmleriyle de bunu ortaya koyan bir sanatçıdır…
Elbette, festival ile ilgili görüşleri olacaktır ve bunları Festival Yönetimiyle paylaşmalı ancak basın toplantısında, kamuya açık olarak bu görüşlerini anlatamaz, anlatmamalı…
Festival ile ilgili herhangi bir değişimle ilgili olarak insanların “neden bu kez böyle oldu sorusuna Ferzan Bey böyle olmasını istedi” cevabı verilirse bu hem Başkan Böcek’in hem de festivalin idari ve sanat yönetmenlerinin itibarını sorgular hale getirir…
Basın toplantısında yapılamayan 60’ıncı yıl festivalinin nedenleri ve sonuçları yeterince sorgulanmadı.
60’ıncı yıl festivalinin yapılamayışında önce Kültür ve Turizm Bakanlığının, sonra da İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının Başkan Böcek ve Festival Yönetimine olan baskıcı ve sınırlandırıcı kararları ve müdahalesi kınanmalıydı…
Yaşanan bu olumsuz deneyimden sonra bu yılki festivale Kültür ve Turizm Bakanlığının alınmaması gerekir…
Devletler ve siyasi iktidarlar dünyanın her yerinde sanatın özgürlüğünün sınırlandırılmasına çaba gösterir…
Bu da sanatın temel niteliğine uymaz…
Çünkü sanat, özgürce yapıldığı zaman “sanattır…”