“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi…”
Hastalanıp yatağa düşen cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman, ölümünden kısa süre önce sağlığın ne kadar önemli olduğunu bu beyitle anlatmış…
Sağlıklı alınan her nefesin dünyadaki tüm nimetlerden daha yüce olduğu bir gerçektir.
Sağlıklı yaşama ve sağlıkla ilgili sorunların giderilmesi 1950 yılından sonra toplumların genel talebi olarak ortaya çıkmıştır.
Toplumların bu baskısı sonucunda batılı devletler, temel hak olan insanların tek tek ve toplumsal olarak “sağlık hizmetinin en iyi şekilde ve ücretsiz olarak” alabilmesi hükmünü anayasal güvenceye almışlardır.
Ve süreç içerisinde eğitim ve sağlık hizmetlerinin devlet tarafından ücretsiz ve en iyi şekilde verilebilmesi sosyal devlet anlayışının gereği olarak kabul görmüştür…
Bugün batılı devletlerde yaşayan her insan sağlık hizmetini ister kamu hastanelerinde, ister özel hastanelerden alsın “giderlerini devlet karşılamaktadır…”
Lakin ülkemizde neoliberal sisteme uyum sağlamak adına devlet hastane yatırımlarını durdurmuş, özel hastanelerin yaygınlaşması teşvik edilmiş, bu anlamda onlarca yasal düzenlemeler yapılmıştır.
“Özel hastanelerin varlık nedeni, insanları yaşatmak değil, insanların sağlığı üzerinden kâr elde etmektir.”
Bugün en basit bir muayene için bir özel hastaneye gitmenin bedeli en az bin liradır…
Hele bir de tahliller, röntgen, ultrason MR çekimleri işin içine girerse ödenecek bedel yarım emekli maaşına denk gelmektedir.
Özel hastane sisteminin soygununa son 5 yıl içinde bir de “şehir hastaneleri” eklenmiştir.
Kamu-özel iş birliği denen sistemin yarattığı bu hastanelerden bir tanesi de yakın zamanda hizmete alınan “Antalya Şehir Hastanesidir…”
Devlet kaynaklarıyla yapılan ve işletilmesi özel bir şirkete verilen bu hastanelerin yapılan sözleşmelerinde “hasta garantisi” vardır.
Sözleşmede belirtilen sayıda hasta gitmezse aradaki fark Hazine tarafından karşılanmaktadır.
İşte bu farkın oluşmaması için Antalya Atatürk Devlet Hastanesi (eski SKK hastanesi) için yıkım kararı alınmış ve yerine yeniden hastane yapılacağına dair de bir çalışma yoktur.
Garip gurabenın gittiği ve kendisine şifa aradığı bu hastaneyi yıkarak bu insanların gırtlaklarından artırdığı 3 kuruşun Şehir Hastanesine aktarılması için yapılan bu işlem gerçekten utanç vericidir.
56 yıldır bu kentin milyonlarca insanına şifa dağıtan Atatürk Devlet Hastanesinin tahiyesi başlamış ve bu hastaneye giden insanlara adres olarak, içeride ancak pusula yardımı ile gideceğiniz yeri bulabileceğiniz Şehir Hastanesi ve özel hastaneler gösterilmektedir.
Kamu hizmeti olan ve anayasaya göre devletin en iyi sağlık hizmetini ücretsiz olarak vermek zorunda olduğu insanların sağlığı üzerinden özel şirketlerin rant devşirmesine hizmet etmek bu ülkeye yapılan en büyük kötülüktür.
Parası olmadığından yeterli sağlık hizmeti alamayıp hayatını kaybeden insanların, en kutsal hakkı olan “yaşama hakkı” bu yöntemlerle ellerinden alınmaktadır…
Antalya’ya ve bu kentin insanlarına yapılan bu kötülüğe karşı başta Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyeler olmak üzere, ATSO, ATO, AESOB, Baro ve Meslek Odaları, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin tavır koyması bu kent insanına olan borçlarıdır.
Bu vesileyle konuyu Antalya kent gündemine taşıyan “CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem’e” teşekkür ederim…
Değerli sağlık bakanımızonda özel hastanesi mevcut.Oralara hasta müşteri gerekiyor