Günlerdir “Bambus Plajı” ile ilgili gelişmeleri okuyorum…
Bakanlık burası için ihale açıyor ve özel şirketlere vermek istiyor…
Ancak ihale iptal edilince Muratpaşa “burası kamu alanı ve ben de kamu kurumu olarak kıyılarıma sahiplenirim” diyerek Bambus’u kimselere vermek istemiyor…
Özel şirketin adamları engelleme yapmaya çalışıyor, Muratpaşa Belediyesi ısrarla direniyor…
Şehircilik Bakanlığı “burası benim tasarrufumda, ister ihaleyle özel şirketlere veririm, ister Belediyeye veririm” havası içindeyken;
Muratpaşa Belediyesi de “hayır, burası kamu alanı özel şirketlere veremezsin” diye haklı olarak direniyor…
Velhasılı bir Bambus Plajı tartışmasıdır gidiyor…
Bundan bir süre önce de Büyükşehir Belediyesi tarafından sahillerde su sporları yapılması için yüzlerce noktada ihale açılmıştı.
İhale şartnamesine öyle bir madde koyulmuştu ki, evlere şenlik…
Şöyle diyor şartnamede,
“Bir firma ihaleyi aldıktan sonra su sporları yapacağı yere yakın otelden muvafakat almak zorundadır…”
Yani, sahilin yetkilisi ve tasarruf sahibi otel sahipleridir, onlardan izin almaksızın su sporlarını yapamazsın…
Geçenlerde deniz ve sahiller konusunda en ciddi kanaat önderlerinden olan sevgili İzzet Ünlü, falezlerdeki dramlarla ilgili görseller paylaşmıştı.
“La Boutique Hotel,” falezlere beton dökerek sıfıra yakın bir noktada otelden asansörle inilen katlı bir yapı meydana getirdiğini, falezin o noktada katledildiğini ifade etmişti.
Aynı yapılaşmanın benzerini “La’Vera Hotel’in” de yaptığı, Bölgenin tek kum plajının yok edilerek deniz manzaralı banyo localarını kondurdukları yine Sayın Ünlü tarafından tespit edilmişti.
Lara Hotel de onlardan geri kalır mı?
Onlar da falezlerin üzerine, tam sıfır noktaya yüzme havuzu ve güneşlenme terası yapıvermiş…
Falezleri delik deşik ederek kendilerine rant alanı yaratan sadece bu oteller değil.
“Ramada Otel’den başlayarak Talya, The Marmara, Bilem Otel’den” tutun da falez bandı üzerinde bulunan hemen her otel falezlerde kendine münhasır alan yaratarak rantını yükseltme çabasında…
Kısacası; doğal sit alanı olarak ilan edilen ve dünyanın az yerinde görülen coğrafya harikası falezler bir KAMUSAL ALANDIR.
Ve bu alan paramparça edilerek özel şirketlere rant sağlayan alana dönüşmüş durumda…
Anayasanın 43. Maddesi “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.” der.
Yine Kıyı Kenar kanununun 5. maddesi, “Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” der.
Şimdi, birisi bana sahillerin paramparça edilmesindeki “kamu yararını” göstersin bakalım…
Görünen o ki, ne anayasa ne de kanunlar otel sahiplerinin umurunda değil.
Peki, anayasanın ve kanunların amir hükümlerini uygulamakla mükellef olan kamu yöneticilerinin umurunda mı?
Olaylara bakılınca onların da umurunda değil…
Korsan kararların ve rant çıkarlarının kanunların önünde geldiği bir dönem yaşıyoruz…
Ve geriye dönüşü mümkün olmayan bu tahribatlar nasıl düzeltilecek, belli değil…
FALCON Oteli unutmamak lazım.Bu konuyu gündemden hiç düşürmemeliyiz.Antalya eşi benzeri olmayan bir şehir.Cennet....Bu sürüye dur demeliyiz.Başka otlaklara gitmeliler.