Yerel seçim sonrası halkın öfkesi öylesine yükseldi ki iktidar elinde akkor hale gelmiş kızgın demirle kalakalmıştı…
Her şey muhalefetin istediği biçimde gelişiyordu, ki…
Olan oldu…
Özgür Özel, demiri tavında dövüp kızgın demiri iktidarın eline iyice yapıştırma ve hemen erken seçime götürme yerine, (hatta erken seçimi konuşmayacağız dedi) Eroğan’a el uzattı. Uzanan “yumuşama-normalleşme” elini sımsıkı tutan Erdoğan nefes aldı ve elindeki kızgın demiri soğutmak için zaman kazandı.
Artık durduğu tezgahta dimdik hale gelen salatalığın fiyatını düşüremeyeceğini bildiğinden, hazır normalleşme süreci de başlamışken hemen sahaya “Kürt kartını” sürdü.
Bu konuda en radikal tavrı olan Bahçeli’nin “Apo TBMM’de konuşsun” çağırısı adeta demokrasi şenliği(!) başlattı ülkede…
Özgür Özel durur mu?
Hemen pozisyon aldı, önce Demirtaş ile görüştü sonra da Diyarbakır’dan başlayan bir doğu illeri gezisi düzenledi…
Amanın da amanın…
Halaylar, horonlar, zeybekler oynanmaya başladı, çiftetelliler, kasap havaları, göbek atmalar…
Ama AK Parti ve MHP’nin sosyolojik tabanındaki milliyetçi-muhafazakar çevrelerde halay çekenlerin keyfi kadar öfkeyle ayağa kalktılar ve iktidarı Maraş depremi kadar olmasa bile yine de salladılar…
Maymun medya tarafından servis edilen “Devlet aklıdır- Reisin, Türkmen Başının bir bildiği vardır” sözleri bu kesimler tarafından yutulmadı bu kez…
Sarayın yaptırdığı saha araştırmalarında hızla taban kaybı tespit edilince “Kürt kartı” hemen geri çekildi ve yeniden “terörle mücadeleye” yöneldiler…
Ellerindeki kızgın demiri Özgür Özel soğutmuştu ama Apo çağırısı yeniden akkor hale getirmişti…
Hemen ellerindeki hazır dosyaları servise sokarak CHP’li Esenyurt, DEM’li Mardin, Batman ve Halfeti Belediye Başkanlarını görevden alarak kayyum atadılar…
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i tutuklamakla kalmayıp bu belediyenin meclis üyelerinin görevine son verdiler, başkan yardımcılarını uzaklaştırdılar ve böylece demiri yeniden soğuttular…
Bu arada şunun da altını çizelim…
İktidarın Kürt kartını geri çekmesinde tabanlarının tepkisinden çok “Ahmet Türk’ün” belirttiği konu çok etkili olmuştur diye düşünüyorum…
Ne demişti Ahmet Türk…
“Bekledikleri yerden istediklerini alamadıklarından tepki olarak kayyum ataması yapıyorlar.”
Aslında iktidarın, PKK olayını bitirmek için Öcalan’a samimi olarak çağrı yaptıklarını düşünüyorum…
Ancak bu çağrının olumlu karşılık bulmadığı Ahmet Türk’ün bu ifadesinde oldukça belli…
Acaba Öcalan ağır şartları mı öne sürdü de İktidar kabullenmedi?
Yoksa Kandil, Öcalan ne derse desin biz silahları bırakmayız, mücadeleye devam ederiz mi dedi?
Ya da bunların dışında bir başka neden mi vardı süreci tepetaklak edecek?
Her ne ise… sonuçta siyasi denklemde oynamalar başladı ve bakalım nereye evrilecek, göreceğiz…
Ancak siyasette ne oluyorsa olsun salatalık tezgahında hala dimdik duruyor…