1980’li yıllarda başlayan “özelleştirme” furyası ne yazık ki kent içi toplu ulaşım araçlarına kadar uzandı ve hem ülke genelinde hem de Antalya’da belediyelerin yerine getirmekle yükümlü oldukları kent içi toplu ulaşım araçları “özelleştirildi.”
Özünde bir “kamu hizmeti” olan kent içi toplu ulaşımın özelleştirilmesi sonucunda belediyeler ellerindeki otobüsleri sattılar ya da yeni otobüs almadılar.
Böylece halkın ucuz, hızlı ve konforlu ulaşımındaki hakları “kar amaçlı özel otobüs işletmelerinin insafına kaldı.”
Ancak ekonomide 4 yıldır yaşanan ve son bir yıldır da insanları canından bezdirecek kadar belirginleşen yüksek enflasyon sonucunda; akaryakıt başta olmak üzere, lastik, personel, bakım ve servis giderlerindeki maliyet artışı toplu ulaşım esnafını çıkmaza sürükledi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, artan maliyetler karşısında toplu ulaşım bilet fiyatlarının yükselmemesi için bugüne kadar her özel halk otobüsüne kilometre başına mazot desteği verdi ve vermeye devam ediyor.
Lakin son günlerde bu maliyetlerin daha çok artması karşısında Antalya Esnaf Ulaşım Taşımacılık ve Ticaret A.Ş tarafından yapılan açıklamada şöyle deniyor:
“Büyükşehir Belediyesi ulaşım konusunda yanlış bir işletim şekline sahip.
Son 3 yıldır pandemi ve enflasyon nedeniyle çok fazla zarar ettik. 45 yıla yakındır bu camiaya hizmet eden ve ağlayarak araçlarını satan arkadaşlarımız oldu. Üstelik araçlar yok pahasına satılıyor. Ulaşımda önceki yıllarda kilometre sistemi uygulanıyordu. Yaktığımız yakıt ve bir o kadar da para alıyorduk.. Enflasyonla birlikte gelen zamların karşısında bu miktarlarla ayakta kalma şansımız yok”
Otobüsçüler yanlış adrese sesleniyor.
“Maliyet artışından Belediye değil, merkezi hükümet ve Erdoğan sorumludur ve çözüm adreside onlardır.”
Ama görüldüğü gibi ulaşım esnafı, Erdoğan’a seslenmek yerine “Büyükşehir Belediyesinin ulaşım konusunda yanlış bir işletim içinde olduğunu” ifade ediyor.
Yani bir anlamda diyorlar ki, “Erdoğan ve AKP Hükümetinin kötü ekonomi politikaları sonucunda bizlerin maliyetleri çok yükseldi. Onların kötü yönetimi nedeniyle artan maliyetlerimizi Büyükşehir Belediyesi olarak siz ödeyin…”
Bu açıklama 45 yıldır süregelen toplu ulaşımda “özelleştirmenin iflas ettiğinin ilanıdır.”
Ama Antalya Büyükşehir Belediyesi, Erdoğan’ın bu kötü yönetiminin bedelini yine de ödemeyi kabul ederek halkın toplu ulaşım araçlarını ucuz kullanması için özel otobüslere mazot desteği vermeyi tercih etti, yani sübvansiyon uyguladı ve uygulamaya da devam ediyor.
Bu böyle devam edemez…
Özel halk otobüsleri belediyeden destek alarak nereye kadar devam edeceklerdir?
Bence otobüsçüler haklı, “Büyükşehir ulaşım konusunda yanlış bir işletme içerisinde.”
Bunun en kesin ve tek çözümü “sübvasiyon uygulamak yerine Büyükşehir Belediyesinin özel halk otobüslerinin tamamını satın alarak kamu hizmeti olan kent içi toplu ulaşımı kendisinin yapmasıdır”
Asıl olması gereken budur.
Kamu hizmetini yine kamu kurumu yapmalıdır.
Aksi halde kent içi toplu taşımadaki keşmekeş giderek derinleşerek devam eder.
“Muhittin Başkan, böyle bir adım atarsa bu alanda bir ilki yaparak devrim yapmış olur ve unutulmayan Belediye Başkanı olarak tarihe geçer.”