Geçtiğimiz hafta sonu AK Partinin İl Danışma Kurulu toplantısı yapıldı.
Yapılan konuşmaların değerlendirmelerini basında okudunuz zaten…
Bu değerlendirmeler üzerine aslında çok şeyler yazılabilir ancak benim en çok dikkatimi çeken konuşmayı Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından “Menderes Türel” yaptı…
Türel konuşmasının bir yerinde şöyle bir söz söyledi:
“Yaşadığımız dönemlerle ilgili hatıralarımı yazıp kitaplaştıracağım…”
Bu söz beni inanın çok heyecanlandırdı…
İki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı, bir dönem milletvekilliği ve AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı yapmış olan Türel’in, yaşadıklarını yazmasının hem kent hafızasına, hem de ülke hafızasına ciddi katkıları olacaktır…
Aslında bu kentte yaşamış, kent yönetiminde söz sahibi ve yetkili olmuş tüm siyasilerin dönemlerinde yaşadıklarını yazması siyasal, sosyal ve kültürel anlamda kent hayatının ileriye dönük gelişiminde önemli katkıları olacak, bir çok konuya ışık tutacaktır…
“Hasan Subaşı’ya, Bekir Kumbul’a, Mustafa Akaydın’a, İsa Akdemir’e, Süleyman Evcilmen’e, Mehmet Atay’a ve özellikle yerel yönetimlerde 30. yılını tamamlayacak olan şu anki Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e çağrımdır:
Henüz hayattayken hatıralarınızı kaleme alıp kitaplaştırın…
Geleceğe bırakacağınız en temel miras bu hatıra kitabı olacaktır…”
Cumhuriyetin kuruluş yılları ve sonrasındaki siyasal ve sosyal gelişmelerinin birçok yanını sadece resmi kaynaklardan değil, döneminin önemli olaylarını hatıratlarında yazan ve bizlere miras bırakan, ülke yönetiminde etkili olmuş siyasi aktörlerden öğreniyoruz.
Hele yaşanan önemli olayların sadece görünen yüzünü değil, görünmeyen ve mahrem yanlarını öğrendiğimizde aslında olayların anlatıldığı ya da gösterildiği gibi değil, bambaşka yüzünün olduğunu gösteren hatırat kitaplarıdır…
Bu hayata veda ettikten sonra yaşadıklarınızı yanınızda götürmenizin ne kendinize, ne ailenize ne de bu kente bir faydası olmayacağı gibi, kent halkının belleğinden de silinmiş olacaksınız…
Nitekim Antalya’nın yetiştirdiği ve Türkiye siyasal hayatında çok önemli roller üstlenmiş olan rahmetli “Deniz Baykal,” bu anlamda geride hiçbir şey bırakmadı…
2011 yılı genel seçimlerinin arifesinde olduğumuz günlerde, CHP’liler arasında yaşanan bir tartışma vardı.
“CHP milletvekili listelerini Baykal hazırlamasın, önseçim yapılsın” diye bir baskı oluşturulmuştu…
Bu konuda kamuoyu oluşturmak amacıyla İl Başkanlığı kendine yakın bulduğu gazetecileri Anadolu Park Restoranı’nda bir öğle yemeğine davet etti.
Yemekte rahmetli “Baykal, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve İl Başkanı Özer Ülken ile gazeteciler ben, Haşmet Öyken, Dursun Gündoğdu, İdris Özyol, Oktay Pirim, Bülent Ecevit, İbrahim Akkaya, Salih Uçar” vardı…
Baykal her gazeteciye milletvekilliği listesinin hazırlanmasıyla ilgili düşüncelerini sordu ve ben hariç her gazeteci konuyla ilgili ne düşünüyorsa anlattı…
Konuşmadığımı gören Baykal, bana yönelerek “siz ne düşünüyorsunuz bu konuda” dedi…
Ve ben şöyle cevap verdim;
“Sayın Baykal, siz Türk siyasi tarihine tanıklık etmiş, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbelerini sıcak yaşamış, Zincirbozan’da uzun süre askerin tutsağı olarak kalmış, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasını sağlamış tarihi bir kişiliksiniz. Bu olayların sırlarının, arka odalarında nelerin yaşandığının tanığısınız. Bu nedenle bence bütün bunları ve yaşadıklarınızı kaleme alıp kitaplaştırırsanız bu millete milletvekilliğinden daha çok hizmet etmiş ve tarihe not düşürmüş olursunuz.”
Bir anlamda da bırak şu milletvelilliği sevdasını da evinde otur hatıralarını yaz, demek istedim…
O, bu sözlerin anlamını kavradı ve suratını asarak şöyle cevap verdi bana…
“Ben henüz hatıralarımı yazacak yaşa gelmedim…”
Bunu dediğinde sanırım 70’in üzerindeydi ve şimdi yok…
Her şeyi yanında götürdü…
Bu nedenle Sayın Menderes Türel’in bu kararını çok önemsiyorum…