Hiç merak ettiniz mi, insanlar neden birbirlerinin yeni yılını kutlar diye…
Dünyanın, güneşin etrafındaki bilmem kaç milyarıncı turunu tamamlamasını mı kutluyor insanlar?…
Bu, doğanın kendi iç dinamiğindeki bir olay sonuçta…
Yani dünyaya “aferin sana, güneşin etrafında ne güzel bir tur attın amma…” demek istenmediğine göre, nedir kutlanan şey?…
İnsanlar bu doğal olayın “başarıyla” tamamlanmasını kutlamıyor…
Aslında bu kimsenin aklına bile gelmiyor…
Öyleyse nedir “kutlanan” şey?...
Bana göre, “bilinmeyen bir geleceğin kutlaması yapılıyor…”
Yılbaşı ile birlikte yeni bir dört mevsim dönemi başlıyor…
Ve insanlar, hayatlarını başkaları belirlediği için kendilerini nelerin beklediğini bilmedikleri bu yeni takvim yılından korkuyorlar…
Bu korkularını aşmak için de “yapay” bir sevinç gösterisinde bulunuyorlar…
Çünkü yeni yıl, bilinmeyen bir gelecektir.
Bu yeni bir yıllık gelecekte neler olacağını bilmediklerinden, başkalarının tayin edeceği hayatlarında “iyi şeyler olmasını diliyorlar…”
Kısacası, insanlar “korkularını kutluyorlar…”
İşin bir diğer yanı ise, geçen bir yıldaki “icmal varakalarımızın” pek de iyi olmadığını gördüğümüzden, yeni yılın sonundaki “icmal varakalarımızın” daha iyi olmasını diliyoruz. Çünkü geçmişten daha kötü olabileceğinden korkuyoruz…
Bence bugünden itibaren oturup geçen yıllara ait gerek ülke geneli ile gerekse özel yaşamlarla ilgili tüm dökümleri ele almalıyız…
Son derece nesnel bir şekilde değerlendirmeli ve gerçekçi sonuçlara ulaşmalıyız…
Mesela DİSK, mesela KESK, mesela CHP, mesela DEM, mesela emek ve demokrasi örgütleri, mesela merkez sağ dinamikleri;
“Neden bu durumdayız?”
“Neden sermayenin ve iktidarın belirlediği alanların dışına çıkamıyoruz?”
“Neden emekçileri harekete geçirecek gücümüz yok?”
“Ve neden korkuyoruz?”
2025 yılının da kayıp yıllardan birisi olmaması için bu sorgulamaları yapmalıdırlar.
Elbette bu sorularla ve nesnel değerlendirmelerle gerçekçi sonuçlara ulaşmak yetmez.
“Geçmiş yıllara ait pişmanlıkları ve yanlışlıkları, 2025 ve sonrası yıllarda korkuların aşıldığını gösterecek iradeyi, çabayı ve gücü şimdiden kendimizde bulmamız gerekecektir.”
Dünyanın, güneşin etrafındaki mucizevî turunda, kusursuzluk ve olağanüstü dakiklik vardır.
Aynı zamanda müthiş bir dengenin ve gücün verilebilecek en büyük örneklerinden biridir dünyanın güneş etrafındaki turu…
İşte bu kusursuzluğun, dakikliğin, dengenin ve gücün insan ve toplum hayatında da etkili olabilmesi, toplumsal yaşamın bu düzenlilik içinde sürmesi dileği ile ben de “korkularımla yüzleşme adına herkesin yeni yılını kutluyorum…”
Atalarımızın şu sözünü hep akılda tutmak gerekir:
“Korkunun ecele faydası yoktur…”