Dijital yalnızlığı iki kelime ile anlatmak gerekse, Teoman’ın ‘İki Yabancı’ şarkısındaki “Birlikte ama yalnız” dizesi sanırım yeterli olurdu. Dijital mecralar, bireylerin zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde sosyal etkileşimde bulunmasına olanak tanırken, bu durum fiziksel yakınlığın önemini azaltarak yalnızlığı artırabiliyor. Araştırmalar, sosyal ağlarda çok sayıda kullanıcı ile takipleşmesine rağmen gerçek hayatta kendisini yalnız hissedenlerin sayısının giderek arttığına ve bu kitleyi oluşturanların önemli bir kısmının gençler olduğuna işaret ediyor.
Geçtiğimiz hafta, sosyal medya kullanımının bazı bireylerde ciddi bir ‘yalnızlık döngüsü’ne sebep olduğunu ifade etmiştik. Sosyal medya kullanımında artışın kullanıcılarda depresyon ve yalnızlık belirtilerine sebep olduğu, artan yalnızlık hissine bağlı olarak da sosyal medya kullanımının artış gösterdiği biliniyor. Hâl böyle olunca, dijital yalnızlık sadece ruh sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp, kişilerin yaşam kalitesini, kariyerini ve fiziksel sağlığını da ciddi anlamda etkileyebiliyor.
Dijital çağın bireyleri kesintisiz olarak çevrimiçi kalmaya mecbur hissettirmesi sebebiyle, özellikle gençler arasında ilişkilerin önemli bir kısmı sosyal ağlar ve anlık mesajlaşma platformları aracılığıyla ‘yüzeysel’ olarak gerçekleşiyor. Sanal bir kalabalığın bir parçası olma zorunluluğu altındaki kullanıcıların derin bağlanma ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanamadığı durumlarda ise dijital yalnızlık hissi belirgin bir hâl alıyor. Çünkü, ilişkilerin çevrimiçi platformlarla sınırlı kalması, bireyleri yalnızlık hislerinden kurtarmak yerine onların daha fazla stres altına girmelerine sebep olabiliyor.
Üstelik, farklı normsal beklentiler ya da bireysel algılar bu durumdaki kullanıcıların gerçek hayatta olduklarından farklı görünme ya da davranmaya çalışmalarına sebep olabiliyor. Özellikle genç kızların sosyal ağ paylaşımlarında çeşitli dijital filtrelerden yararlanarak olduklarından daha zayıf ya da farklı fiziksel özelliklerde görünmeye çalışmaları bu durumun en güzel örneklerinden birisini oluşturuyor.
Gelişmelere olumlu yönünden bakan bazı araştırmacılar, gerçek hayatta arkadaşlık kurma sorunu yaşayanlar için dijital dünyanın önemli bir avantaj oluşturduğunu ifade ederken, bazıları daha da ileri gidip bu durumdaki bireylerin yapay zekâ uygulamaları ile arkadaşlık kurmalarının faydalı olabileceğini dahi savunuyor. Bununla birlikte, geçtiğimiz haftalarda paylaştığımız, yapay zekâ uygulamasında kendi kurguladığı hayali karaktere aşık olarak intihar eden öğrenci örneğinde olduğu gibi dijital yalnızlığın bireyleri gerçek dünyadan daha da uzaklaştırma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerekiyor.