Geçtiğimiz haftalarda biyohibrit robotlar ile ilgili yazımı hazırlarken Hindistan merkezli İnternet sitelerinde yer alan “Güney Kore’de intihar eden robot” konulu haberler dikkatimi çekmişti. Haberin dünya çapında tek bir itibarlı haber sitesinde dahi yer almaması sebebiyle magazin amaçlı olduğunu düşünerek önemsememiştim.
Nihayetinde geçtiğimiz yıl yine Güney Kore’de intihar eden bir robot haberi yayınlanmış ancak AP haber ajansı tarafından bu haber yalanlanmıştı. Yine geçtiğimiz yıl aynı ülkede bir robotun yanlışlıkla bir çalışanı ezerek ölümüne sebep olduğu haberi ise maalesef doğruydu. Neyse ki bu haber “Robotlar tarafından fabrikada işlenen cinayet” başlığı ile sunulmamıştı!
İlginç bir şekilde, geçtiğimiz günlerde ulusal basınımız intihar eden robot haberini keşfetti ve doğruluğunu sorgulamadan kelimesi kelimesine Hindistan kaynaklı web sitelerinden aktarmayı tercih etti!
Her ne kadar tüm bu haberlerin tümünün Güney Kore’de istihdam edilen robotlar ile ilgili olması, ülkede robotların çalışma koşullarının sorgulanması gerektiğini gösterse de, bu noktayı yazının ilerleyen kısımlarına bırakarak öncelikle “Robotlar gerçekten intihar edebilir mi?” sorusuna cevap arayalım.
Geçtiğimiz hafta bu köşede özetlediğim üzere, öncelikle günümüzde endüstriyel anlamda iki farklı grup robotun iş dünyasında yoğun bir şekilde kullanıldığını hatırlatmak istiyorum. Bunlardan birincisi fabrikalarda üretim hatlarında çalışan robotik kollar iken, diğeri de canlıları taklit edip kısmi olarak hareket ederek bazı görevleri yerine getiren robotik sistemler olduğunu söyleyebiliriz.
Esasen tıpkı rutin görevler yerine getiren gri yakalı işçiler gibi belirli sınırlar dahilinde kendilerine verilen görevleri yerine getirmek ile sorumlu olan robotlar, görev tanımları önceden belirlenmiş olarak hizmet vermek üzere programlanmış olmak zorundalar. Çünkü, robotlar sadece maliyetleri azaltıp verimliliği artırmakla kalmayıp, çalışanların hataları ya da dikkatsizliklerinden kaynaklanan ve ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanan iş kazalarının da önüne geçilmesini sağlıyor.
O yüzden de taşıma, kesme ve kaynak gibi güç ve dikkat gerektiren rutin işlerin robotlara bırakıldığı durumlarda, kendilerine önceden tanımlanmış görevleri yerine getirmekten başka davranışlarda bulunmaları mümkün görünmüyor. Bununla birlikte, Güney Kore örneğinde olduğu gibi, kapasitelerinin üzerinde çalıştırılan robotların arıza yapması ise oldukça olağandır. Bu arızalar mekanik, elektronik ya da yazılımsal olarak farklı şekillerde gerçekleşebilir.
Bu gibi bir arıza durumunda, robotlar da tıpkı freni patlayan bir araç ya da devreleri yanmış bir makine gibi tamamen çalışmayı kesebilir, geçtiğimiz yıl bir işçiyi ezen robot gibi planlananın dışında hareket ederek çevresine zarar verebilir, ya da intihar ettiği iddia edilen robot gibi yanlışlıkla merdivenlerden düşebilir. Bu davranışları robotların isyanı ya da intiharı olarak sunmak ise sadece konuya magazinsel yaklaşmaktan öteye bir davranış olamaz.
O halde, sorumuza geri dönerek, belki de şu şekilde sormamız daha doğru olur:
“Hangi durumda robotlar gerçekten intihar edebilir?”
Eğer ChatGPT gibi yoğun veri ile eğitilen yapay zekâya sahip bir robota otonom hareket etme imkânı sağlanır ve yoğun psikolojik baskı altında verebileceği tepkiler test edilmek üzere insanların benzer durumdaki davranışlarını taklit etmelerine izni verilirse, elbette bir robot intihar edebilir ya da cinayet işlemeyi planlayabilir. Geçtiğimiz yıllarda, otonom davranışlarda bulunmaları için eğitilen yapay zekâ uygulamalarına yönelik tepkiler de zaten benzer sebeplerden dolayıydı. Benzer bir şekilde, savaşlarda kullanılmak istenilen asker robotlar için dahi benzer tartışmalar uzun yıllardır mevcut.
Bu konuda benzer bir örnek olması sebebiyle otomatik sürüş modundaki Tesla’ların sebep olduğu kazalara göz attığımızda, otonom sürüş esnasında gerçekleşen kazaların esasen ilgili araçların sürüş esnasında keyfi davranışlarda bulunmalarından değil, algısal ya da teknik hatalardan dolayı kaynaklandığını görüyoruz.
O yüzden de robotlar gelecekte intihar ederse eğer, bunun sebebinin de onlara bu davranışı mümkün kılan insanlar olacağını söyleyebiliriz.