Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanoğlu duygusal bir varlık olarak hayatını sürdürmeye muhtaç ve kişilerarası iletişim bizim en önemli ihtiyaçlarımızdan birisi. İletişim kurarken duygusal zeka becerilerini kullanırız. Bunlar kendimize ve başkalarına ait duyguları anlama ve yönetme becerileridir. Kendi duygularımızı anlarız ve böylelikle stresle başetme yöntemleri geliştiririz. Başkalarının duygularını sezinleriz ve çatışma yönetiminde yine duygusal zekamızı kullanırız. Duygusal zeka başarıya giden yolda entelektüel zeka kadar önemlidir. Journal of International Business and Cultural Studies dergisinde yayımlanan, üç üniversitenin katıldığı bir çalışmada Amerikan ve Türk öğrencilerinin duygusal zeka puanları incelenmiş. Çalışmada kişinin kendi duygularını anlama, ölçme ve aktarma, başkalarının duygularını anlama, duygu yönetimi ve duygunun performans üzerinde olumlu yönde kullanılması araştırılmış. Tahmin ettiğiniz gibi Türk öğrencilerin duygusal zeka puanları Amerikan öğrencilere kıyasla düşük. Neden?
Beyindeki duygusal ve sosyal beceriler ilk yıllarda edinilen deneyimlerle şekillenir. Ebeveynlerin çocuk ile olan iletişimi, birbirleriyle hatta diğer insanlarla olan etkileşimleri çocukların da aynı yönde şekillenmesine sebep olur. İlk eğitim yıllarındaki sınıf ortamı da en az aile kadar çocukların duygusal gelişimlerine katkıda bulunur. Bu süreçte çocuklar empati, ilişki yönetebilme, olası tartışmaları çözebilme yeteneklerini deneyimler ve geliştirirler. Başarının akademik başarıyla sınırlandırıldığı bugün bizler çocuk yetiştirirken duyguları geride bırakıyoruz. Oysa bilgi ve entelektüel zeka akademik anlamda bile başarılı olmak için yeterli değil. Hayata hazırladığımız çocuklarımıza istemeden daha çok yük verip başetme konusunda ne yazık ki yol gösterici olamıyoruz. Böylece çocuklar geleceğin kızgın, bencil, hassas, öfkeli ve empatiden yoksun bireyleri haline geliyorlar.
Şüphesiz ebeveynlere düşen görev en başta iyi bir model olmaktır. Çocuklar gözlem yaparak öğrenirler. Öfkenizi kontrol altında tuttuğunuzda ve doğru ifade ettiğinizde çocuğunuz bunun normal bir duygu olduğunu, ağlamanın da gülmek kadar doğal olduğunu öğrenecektir. Başkalarının değerlerini, haklarını ve duygularını önemseyin. Bu onların empati becerilerine katkı sağlayacaktır. Çocuğunuzu dinleyin, problemlerini önemsediğinizi hissettirin. Bırakın hata yapsın. Hatalarından ders alması gerektiğini gösterin. Yanlışlarınız için özür dileyin. Sorunları keşfetmeye ve dile getirmeye teşvik edin. Unutmayın ki hata yapmayan hiçbir şey yapamaz.