Ölüm farklı kültürlere göre çeşitlilik göstermesine rağmen genel olarak herkesin yüzleşme ve kabullenme anlamında zorluk çektiği bir kavramdır. Sevilen kişinin kaybı sonrasında yas dönemi başlar. Kısaca örnek verecek olursak yas döneminde kişi günlük yaşamını etkileyecek şekilde hayattan zevk almama, çöküntü hali, yeme problemleri, uyku düzensizlikleri, nefes darlığı, çarpıntı, inkar, umutsuzluk, hiçbir duygu hissetmeme, suçluluk, kızgınlık gibi belirtilere sahip olabilir. Bu dönem 1 sene kadar sürebilir. Ancak 1 seneden daha uzun yas sürecini yaşayan bireylerin mutlaka profesyonel destek almaları gereklidir. Yukarıda bahsettiğim belirtiler yetişkinler için geçerlidir. Ancak çocuklar için durum bazen tamamen farklı olabiliyor. Ben bu yazımda çocukların yas süreçlerinden bahsedeceğim.
Öncelikle çocukların sadece ölüm durumunda değil, çok sevilen kişiyle iletişimin kopması, evlatlık verilme, evden ayrılma, taşınma gibi durumlarda da yas sürecine girebildiklerini belirtmek isterim. Çocuklar ölüm kavramını anlamada yaş gruplarına göre çeşitlilik göstermektedirler. 2-5 yaş arası çocuklar ölümü kavrayamazlar. Henüz somut düşünce döneminde olan bu çocuklar ölen kişinin geri geleceğine inanırlar. Ölümü bir uyku gibi düşünebilirler. Bu nedenle defin sırasında oyun oynamaları, gülüp eğlenmeleri doğaldır. Ancak 6-10 yaş arası çocuklar yavaş yavaş ölümün bir son olduğunu kabul eder ve ölen kişinin geri gelmeyeceğini anlamaya başlarlar. Bu yaş grubundaki çocuklar duygularını ifade etme ve başkalarının duygularını anlama yeteneğine sahiptirler. Pratik deneyimde karşılaştığım vakalarda bu yaş grubundaki çocukların kötü olaylar karşısında kendilerinde atıfta bulunduklarını gözlemledim. Dolayısıyla sevilen kişinin kaybı karşısında çocuk kendisini suçlayabilir, örneğin yaramaz olduğu için annesini üzdüğü ve ölümüne sebep olduğu düşüncesine kapılabilir. Bu noktada çocukla ölüm nedeni hakkında açık konuşmak önemlidir. Hastalık, kaza gibi durumları çocuğa açıklamak ve sorularına kaçamak cevaplar vermemek çocuğun gerçeği kabullenmesine fayda sağlayacaktır. 9 yaş ve üzeri çocuklarda hatta ergenleri de içine alabiliriz, sevilen kişinin kaybı sonrasında diğer sevdiklerini kaybetme korkusu taşımaya başladıklarını görüyoruz. Bu çocuklar ölümün sadece yaşlı ve hasta bireylere değil herkesin başına gelebileceği bilincine varmaları nedeniyle diğer kişilerin de kendisini bırakacağı korkusuna kapılırlar. Bu yaş grubundaki çocuklar için soyut kavramlar öne çıkar. Dolayısıyla kaderle ilişkilendirme yapabilirler.
Yas Süreci
Çocukların ölüm karşısındaki tepkilerine bakacak olursak. Yetişkinler gibi onlar da 4 evreden geçerler. İlk olarak inanmama, inkar etmedir. Çocuk tepki vermeyebilir ve hiçbir şey olmamış gibi oyun oynamaya devam edebilir. Bazen çocukların gülerek tepki verdiklerini görürüz. Bu durumu kabul etmediği ya da anlamadıkları anlamına gelmez. Onların geliştirdikleri benliklerini koruma amacıyla bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci evrede çocuk yok olma durumuyla giderek yüzleşmeye başlar. Kişiye olan özlemi artar ve artık gelmeyeceğine inanır. Bu noktada depresif belirtiler ortaya çıkabilir. Uyku problemleri, yeme problemleri, taşkınlık, öfke, okula gitmeyi reddetme, sosyal ilişkilerin bozulması gibi durumlar söz konusu olabilir. Çocuk belli etmese de hep ölen kişiyi düşünür ve onun geri gelmesini arzular. Üçüncü evrede bu semptomların artması ve umutsuzluk ortaya çıkar. Kaybın geri dönmeyeceği düşüncesi giderek artmıştır. Son evrede çocuk artık durumu kabullenmeye başlar ve günlük hayatına döner. Kişiyi özlemle hatırlar fakat bu onun günlük hayatının işleyişine etki etmez. Geleceğe yönelik planlar kurar ve sosyal açıdan daha aktif olmaya başlar.
Nelere Dikkat Edilmeli?
Öncelikle çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun ondan gerçeği saklamamak en uygun davranıştır. Ölen kişi hakkında doğru bilgi vermeye ve bunun çocuğa en yakın olan kişi olduğuna (anne/baba) dikkat edin. Çocuğunuzun tepkilerinin sizden farklı olacağını aklınızdan hiç çıkarmayın. Çocuklar gülmeyi bir savunma mekanizması olarak kullanırlar. Ağladığı zaman onu susturmaya çalışmayın. Cenaze törenlerine gitmek çocuğunuzun yas süreci açısından faydalı olacaktır. Ayrıca sevdiği kişiye veda etmek onun da hakkıdır. Bu anlamda bir bilinmezlik yaratmak yerine ne olduğunu anlama açısından cenaze törenine götürün. Ölen kişi hakkında iyi anıları hatırlatın ve onun hatıralarının halen sizinle olduğunu vurgulayın. Kaybı hakkında konuşmak istemediğinde onu zorlamayın ancak üzüntüsünü paylaşmak istediğinde sizin dinlemeye hazır olduğunuzu bilmesi önemlidir. Çocuğunuzun yanında hiçbir şey olmamış gibi davranmak ya da aşırı tepkiler vermek yerine üzüntünüzü yaşayın fakat güçlü olduğunuzu ona hissettirin. Unutmayın ki çocuklar bir hamurdur ve bu hamuru siz kendi davranışlarınızla şekillendirirsiniz. Sizler onların rol modelisiniz. Sağlıcakla kalın.