Uzun zamandır yazmak istiyordum. Ancak bir türlü elim klavyeye gitmiyordu. Artık şart oldu. Zira tepkiler çığ gibi büyümeye başladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın göreve başladığı günden beri birkaç gazeteci Büyükşehir?i mesken tuttu. Sabah ilk çaylarını Büyükşehir?de yudumlayan bu zat-ı muhteremler, çoğu zaman öğle yemeklerini bile burada yiyorlar. Akaydın danışmalarının odalarından çıkmıyorlar.
Çoğu zaman Akaydın?a ulaşabilen bu kişiler, Başkan?a talimat verecek kadar ileriye bile gidiyorlar.
Bir gazeteciden çok belediye çalışanı gibi hareket ediyorlar. Herkesi isyan noktasına getirdiler.
Bazılarınız konuyu niye gündeme getirdiğimi sorgulayabilir.
Aslında beni çok ilgilendirmiyor. Ancak bu kişiler gazeteci kimliği taşıyınca bize de söz hakkı doğuyor. Zira gazeteci tarafsız yazılar yazmalı. Birilerinin güdümünde hareket etmemeli. Atacağı her adıma dikkat etmeli. İşte belediyeden çıkmayan bu kişiler gazetecilik mesleğini küçük düşürdüğü için konuyu köşeme taşımak zorunda kaldım.
Ayıraca bürokratlara diğer gazetelerle ilgili bilgiler de aktaran bu kişiler, kendilerini uyaranlara da ?Belediye gitmediğimizde başkan üzülüyor? diyerek savunma yapıyorlar.
Oysa böyle bir şey yok. Olmadığı gibi tam tersine belediye çalışanları bu kişilerden yaka silkmiş durumda.
?Gazeteci dolaşmalı, haber kaynaklarına gitmeli? dediğinizi duyar gibiyim.
Yüzde yüz katılıyorum. Gazeteci dolaşarak haber bulur. Haber kaynaklarına sık sık uğramalı. Bunu kabul ediyorum. Ancak ofisinden çok belediyede zaman harcarsa işte bu olmaz. Böyle davranırsa belediye çalışanlarının işlerinin de aksamasına neden olur. Yanlış olan da bu.
Bu kişiler belediye başkanı ve belediye çalışanlarıyla o kadar haşir neşir olmuşlar ki yaptıklarını görünce şaşırıyorsunuz. Geçenlerde bu gazetecilerden biri bir başkan danışmanını ayağına çağırma nezaketsizliğinde bile bulundu. Buna ben de tanıklık ettim. Şahsen gazetecinin bu davranışı karşısında utandım. Zira karşısındaki kişi Antalya?yı yöneten biri. Bu kişiyle konuşurken daha dikkatli hareket etmeliydi. Saygı kuralları gazeteciler için de geçerli olduğunu bilmeliydi.
Peki, ben bu zamana kadar belediye başkanı ve bürokratlarını ne kadar ziyaret ettim?
Akaydın Hoca göreve başladıktan sonra gazete olarak kendisini kutlamaya gittik.
Onun dışında zaman zaman basın bürosuna gidip çay içmişimdir. Bu da birkaç seferle sınırlıdır. Ancak gitmem gerektiğinde mutlaka gideceğimin de bilinmesini isterim.
Kesinlikle bu yazıyı birilerini küçük düşürmek için kaleme almadım. Sadece bir uyarıda bulunmak istedim. Bürokratların söylemek istediği, ancak söyleyemediğini ben buradan dile getirdim. Bir diğer anlamda onların duygularına tercüman olmaya çalıştım. Umarım yazım dikkate alınır.
Not: Belediyeden çıkmayan bu meslektaşlarımızın ?Akaydın?a seçimi biz kazandırdık? söyleminden de artık kurtulmaları gerekir.