Geçtiğimiz hafta Antalyaspor A.Ş. Başkanı Aziz Çetin ve Antalyaspor Vakfı Başkanı Nafiz Tanır ile birlikte Antalya Dostlar Meclisi Başkanı Kamile Yıldırım Gülgün’ün davetlisi olarak düzenlenen toplantıya katıldık. Son derece yararlı geçen toplantıda hem Aziz Çetin hem de Nafiz Tanır yararlı bilgiler verdi. Toplantıya Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Emin Hesapçıoğlu da davetliydi. Ancak Hesapçıoğlu son anda mazeret bildirerek katılamadı.
Toplantı sonrası asansör beklerken Çetin ve Tanır başkanın dernek başkanı Emin Hesapçıoğlu’nun davetini konuştuğuna tanık oldum. Bu konuşma yapılırken iki başkanın yanında ben ve Dostlar Meclisi Başkanı Kamile Yıldırım Gülgün de vardı. Konuşmanın içeriğini tam öğrenemeden Kamile Yıldırım Gülgün hanım bizi yolcu etti.
Daha önce Aziz Çetin’in “Bu konu beni rahatsız etti” dediğini duymuştum. Ben de davet edilmemesine “Bir tartışma başlatacak gibi” demiştim. Ve tahmin ettiğim gibi tartışma başlattı. Hem de ne tartışma!
Bu olayın bu kadar ses getireceğini beklemiyordum. Sonrasında yaşanan gelişmelerde her 3 başkanla da uzun uzun görüşüm. Aziz Çetin davet edilmediğini doğruladı. Rahatsız olup olmadığına yanıt vermedi. Ancak haberi yalanlamadı.
Sonrasında Vakıf Başkanı Nafiz Tanır aradı ve onunla da detaylıca konuştuk. Toplantının konusu vakfa ait mülkler olduğu için Aziz Çetin’in davet edilmemiş olabileceğini söyledi. Ancak yazımın altına yapılan bazı yorumlarda ortalığı karıştıran kişi gibi lanse edilmesi doğru değildir. Haksızlıktır diye düşünüyorum. Hatta art niyetli olduğunu düşünüyorum.
Son olarak Emin Hesapçıoğlu’nu aradım ve konunun asıl muhatabı olduğunu belirterek, “Başkan Aziz Çetin niye davet edilmedi?” diye sordum. O da nazik bir şekilde yönetim kurulunun haftalık toplantısına davet etti ve orada bütün arkadaşlarla birlikte olayın gerçek yüzünü öğrenmemi teklif etti. Tabi düşünmeden kabul ettim ve toplantıya katıldım. Neredeyse bütün yöneticilerin olduğu toplantıda konuyu enine boyuna konuştuk. Başkan Hesapçıoğlu, “Toplantımızın ana gündem maddesi dernek çatısı altında bulunan 4 bin 200 öğrencinin geleceğiydi. Konyaaltı’nda Antalyaspor Vakfı’na ait bir taşınmazımız var. Orayı satıp elde edilecek gelirle yüzme havuzu yapabilir miyiz diye konuştuk. Bu yüzden de Vakıf Başkanı Nafiz Tanır’ı davet ettik. Toplantımıza eski başkan Mustafa Yılmaz’ı da davet ettik. Çünkü dernek bünyesindeki sporcularımız Mustafa Yılmaz’ın annesi ve babası için yaptırdığı okulun spor salonunu kullanıyor. Bizim öğrencilerin sayısı artınca orada antrenman yapma şansı zorlaştı. Ne yapabiliriz onu konuştuk. Mustafa bey de yüzme havuzu ve spor salonu yapılması için fikirlerini aktardı. Hatta derneğe de 500 bin TL bağışta bulunacağını söyledi” dedi.
Yaptığım araştırmalar görüşmenin planlı olmadığı kanaati oluşturdu bende. Toplantının konusu salon yetersizliği ve vakfın bazı gayrimenkulleri olunca Antalyaspor A.Ş. Başkanı Aziz Çetin çağrılmamış. Yani Emin Hesapçıoğlu’nun söylediği gibi “Aziz başkanı ilgilendiren bir durum olmadığı için davet edilmemiş.” Ancak yine de böyle bir olayın tartışma yaratabileceğini hesaplamalıydı. Bu yapılmadığı için olay haddinden fazla büyüdü ve başka alanlara çekildi.
Bu arada, yaşanan bu gelişme sonrası iki kez Antalyaspor’u yarı yolda bırakan eski başkan Ali Şafak Öztürk’ün sosyal medyada “Yola devam Aziz başkanım” paylaşımı ateşe körükle gitmek gibi oldu. Sesi soluğu çıkmayan bir zatın tartışmadan medet umması ve algı yaratmaya çalışması iyi niyetli görülemez. Hele ki yüzüstü bıraktığı takımı alıp bütün kurullarında başkanlık yapan ve kısa zamanda başarılı çalışmalara imza atan Mustafa Yılmaz’ı hedef göstermesi ahlaki değildir. Antalya’da kimin kim olduğunu herkes iyi biliyor.