Antalyaspor’da Alex de Souza’nın gidişinden sonra ilk yazımda, “Gözler Emre Belözoğlu ile anlaşan Antalyaspor’un üzerindeydi. Genç çalıştırıcıyla ilk maçında hiçbir varlık gösteremeyerek Göztepe’ye deplasmanda yenilen kırmızı beyazlı takımın Avrupa’da başarılı bir sonuç alan Beşiktaş ile evinde nasıl bir sınav vereceği merak konusuydu. Maç öncesi spor otoriteleri Beşiktaş’ı mutlak favori olarak gösteriyordu. Antalyaspor ile anlaşma imzaladıktan sonra ligi 45-50 puan bandında bitireceğini yönetime ileten Emre Belözoğlu, Antalya’daki ilk sınavında geçer not aldı. Bu başarı elbette Teknik Direktör Emre Belözoğlu’nun eseridir. Takıma kısa sürede ciddi dokunuşlar yaptı. Maç esnasında elini bağlayarak değil, adeta bir futbolcu gibi efor harcayarak oyuncularını ateşledi” yorumunda bulunmuştum.
İkinci yazımda ise, “Teknik direktör Emre Belözoğlu’nun gelişiyle kendini bulan kırmızı beyazlı ekip, Beşiktaş ile berabere kalarak gelecek için umut verdi. Ardında küme düşecek ekiplerin başında gösterilen, Hatayspor’u deplasmanda yenerek rahat bir nefes aldı. Lig uzun soluklu bir maraton. Bugünden bir kehanette bulunmak doğru değil. Ancak Antalyaspor’un rahat bir nefes aldığını söyleyebiliriz. Yani bir diğer anlamda düşecek ekiplerle arasındaki puan farkını açarak virajı geçti diyebiliriz. Açık konuşmak gerekirse kırmızı beyazlı ekibin bu ciddiyetten uzaklaşacağını düşünmüyorum. Çünkü başlarında işini seven ve son derece disiplin bir isim var: Emre Belözoğlu. Geldiği ilk andan itibaren bunu gösterdi” dedim.
Son oynanan Başakşehir maçında sergilenen oyun beni haklı çıkardı. Antalyaspor’un saha içerisinde ciddi bir değişim yaşadığına şahit olduk. Geride kalan 3 maçında 11 gol atan bir ekibe karşı kırmızı beyazlı takım, değim yerindeyse pozisyon vermedi. En az 5-6 tane net pozisyona girdi. Antalyaspor forvetleri biraz becerikli olsaydı çok farklı bir skor ortaya çakabilirdi.
Daha önce demiştim, tekrarlıyorum. Antalyaspor yönetimsel bir sorun yaşamazsa Süper Lig serüvenine devam eder. Bunda da kuşkusuz Emre Belözoğlu’nun emeği büyük olacak. Geldikten sonra kırmızı beyazlılar artık takım oyunu oynuyor. Topa basan, maçtan hiç kopmayan, son ana kadar galibiyeti kovalayan bir ekip var karşımızda. Bu da sezon başından beri aradığımız oyundu.