Önceki gün Antalyaspor’dan bir telefon aldım.
Karşıdaki ses, “Abi Başkan Ali Şafak Öztürk saat 16:00 gibi basın toplantısı düzenlemeyi düşünüyor. Kesinleşince ararım” dedi. Yaklaşık bir saat sonra aynı kişi tekrar aradı, “Saat 16:00’da bekleriz” deyince bu toplantının önemli olduğunu anladım. Hemen Atilla Vehbi Konuk Tesisleri’nin yolunu tuttum. Basın toplantısının yapılacağı salona girdim, başkanın gelmesini bekledim. Bir süre sonra salona giren Başkan Öztürk’ün gergin olduğu yüzüne yansımıştı.
Sonra aldı mikrofonu eline Antalyaspor ile olan sürecini anlattı.
Konuşmanın son bölümünde duygusallaştı, gözleri doldu ve salonu terk etti.
Tabi terk etmeden hemen önce katkı sunanlara teşekkür ederken Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in ismini zikretmemesi kimi hedef aldığını da açık açık ortaya koydu.
Peki neden Türel’i hedef aldı?
Öztürk, Büyükşehir Meclisi’nde alınan moloz döküm alanıyla ilgili birim fiyatının 3,5 TL’ye indirilmesi nedeniyle bu açıklamayı yaptığını ifade etti. Sonrasında Büyükşehir Meclisi’nde çıkan kararın kendilerini üzdüğünü, bu nedenle seçimli olağanüstü genel kurur kararı aldığını açıkladı.
Bu açıklamadan hemen sonra Başkan Türel’den tokat gibi bir yanıt geldi. Başkan Türel, sosyal meyda hesabından adeta ders niteliğinde ifadeler kullandı.
Sonrasında yönetim kurulu üyesi Nadire Konuk Akıncıoğlu yönetime istifasını sundu. Akıncıoğlu istifasında, “Başkanımızın bizlere danışmadan ve temelleri kamuoyuna inandırıcı gelmeyen ve kentimizin en önemli bir kurumunu hedefe koyarak yaptığı açıklamayı doğru bulmadığım için, gururla yer aldığım ve merhum babacığım Atila Vehbi Konuk’un kurucu başkanı olduğu ve bizlere emanet ettiği Antalyaspor’umuzun Yönetim Kurulu üyeliğinden bu safhada affımı rica ediyorum” ifadesini kullandı. Açıklama yeterince net ve anlaşılır. Üzerinde yorum yapmaya gerek yok.
Açık konuşmak gerekirse Öztürk’ün bu davranışını ben de yadırgadım.
Hayatının her alanında Antalyaspor’a sahip çıkan, maddi ve manevi destek veren, kalıcı gelir sağlayan, Avrupa’nın en modern tesislerini hediye eden Başkan Türel’e bir teşekkürü bile fazla gördü Öztürk. Bu hep yadırganacaktır.
Öztürk’ün seçim kararı alması bana göre kaçmaktır. Zira bu ilk girişimi değil. Daha önce de göreve geldikten bir ay sonra gitmek istediklerini söylemişti. Daha bir buçuk senesi dolmadan iki kez ceketini alıp gitmeyi düşünüyorsan kusura bakma kimse sana inanmaz. Sonra karşına çıkarlar, “Antalyaspor ne oyuncaktır ne de çiftlik. Ciddiyet ister” der.
Gelelim şu borç meselesine.
Toplantıda günlerdir sözü edilen borç miktarının da doğru olduğunu bizzat başkan teyit etti. 3 bankaya 45 milyon Euro borç olduğunu söyledi Öztürk. Bu da 205 milyon TL yapıyor. Dikkatinizi çekerim bu borç Euro üzerinden yapıldı ve 2023’e kadar taksitlendirildi. Ortaya çıkacak kur farkını varın siz hesaplayın.
Yine bilmenizi istediğim bir başka konu var. Sözü edilen borç çekilen kredi. Peki ya futbolculara ödenecek para? Personelin maaşları. Geçmişe dönük olan borçlar. Bunların miktarı ne kadar? İnanın ben de çok merak ediyorum.
Yani demek istediğim şu. Başkanın görevi bırakma girişimi yukarıda da belirttiğim gibi kaçmaktan başka bir şey değil. Çünkü moloz birim fiyatına itiraz eden Öztürk, başka yerden har vurup harman savuruyor. Kulübe çok yüksek maaşlı personel alındı. Milyon dolarlık futbolcular getirdi. Alt yapının başına aylık 20 bin Euro’luk David Badia’yı getirdi. Başkan şayet tasarruf etmek isterse işe buralardan başlayabilirdi. Yoksa yanılıyor muyum?