Yerel gazeteler, iki gündür CHP Konyaaltı İlçe seçimlerinde yaşanan olayları yazıyor.
Geçmişte CHP?de milletvekilliği yapmış Nail Kamacı?nın gazeteci İbrahim Akkaya?ya söylediği sözler tartışılıyor.
Kamacı, Akkaya?ya ?Ya gazeteci ol, ya da siyasetçi? dedi.
Akkaya, kendisine sataşan Kamacı?ya salonda cevap vermedi. (Kimilerine göre veremedi) Ancak bir gün sonra olayı köşesine taşıdı.
Köşesinde de Kamacı?yı kastederek ?Milletvekili eskisi? demesi bardağı taşıran son damla oldu.
Peki, ?Eskisi? sözüne bir tek Kamacı mı alınmalı?
Örneğin Osman Kaptan, Feridun Baloğlu, Yusuf Öztop ve Tuncay Ercenk gibi milletvekilliği yapmış olanlar da alınmalı mı bu söze? Onlar da ?Milletvekili eskisi? sınıfına mı giriyor? Kısacası geçmişte milletvekilliği yapmış olanların hepsi mi aynı sınıfta? Bunun yorumunu elbette CHP?liler yapacak. Ancak görünen o ki bu söz CHP içinde çok kişiyi yaraladı.
Bu da Antalya?da CHP?nin çatırdadığını gösteriyor.
Parti içinde sözü geçenler hemen devreye girmeli. Aksi taktirde daha büyük tatsızlıklar yaşanabilir. Bu da doğal olarak partiye ve Antalya?ya zarar verir.
***
Dün ve önceki gün gazetelere göz atan okurlar CHP içindeki bu huzursuzluğa sıkça rastlamıştır.
Hakarete varan tartışmaların partiye verdiği zarar hesaplanmaya başlandı.
CHP?de bir tek bu tartışma yaşanmıyor elbette.
Özellikle Muratpaşa ilçe seçimlerinde başkanlık için yarışan Necdet Küsken ve Ercan Erkan taraftarları arasında büyük bir savaş yaşanıyor. Öyle ki seçim bile iptal edildi.
Başkanlar arasında da büyük bir huzursuzluk var.
Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ile Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek?in Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile barışık olmadığını herkes biliyor.
Zaman zaman başkanlar arasında büyük tartışmalar bile yaşandı.
Olaya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bizzat el koydu, Antalya?ya geldi, tarafları barıştırdı.
Bu huzursuzluk devam ediyor.
Şimdi bu tartışmaların yaşandığı bir partiye halkımız oy verir mi?
Bana göre hayır.
Biz kendi içinde kavga eden partileri hiçbir zaman tercih etmemişiz.
Yani kendiyle barışık olmayanların halkla barışık olmayacağını düşünürüz.
Son olarak bazı gazeteci arkadaşlara uyarıda bulunmak istiyorum. Gazetecinin de elbette bir siyasi görüşü olmalı. Ancak, bu asla taraftar boyutunda olmamalı. İşte bu arkadaşlar maalesef taraftarlık boyutunda. CHP?yi öveyim derken aslında partiye büyük zarar veriyorlar. Yukarıda sözünü ettiğim gibi parti içindeki ağabeyler bu olaya da el atmalı. Zira CHP kalemşörlüğü yapanlar aynı zamanda partinin dibine de dinamit koyuyorlar. Benden uyarması.