47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali 9-14 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Büyükşehir Belediyesi?nin desteğiyle Antalya Kültür Sanat Vakfı?nın organize ettiği festivalin basın toplantısı İstanbul?da yapıldı.
Organizasyon komitesi son iki yılda olduğu gibi bu yıl da bizi davet etti. Organizasyon sorunsuz başladı. İstanbul?a ayak basar basmaz kentin güzellikleri gözümüze çarptı. Sirkeci?de bulunan otele giderken kentteki peyzaj çalışmaları bizi kendine hayran bıraktı. Oteldeki işimizi bitirdikten sonra basın toplantısının yapılacağı Esma Hatun Yalısı?na hareket ettik. Eminönü ve Beşiktaş?ı geçtikten sonra Ortaköy?e vardık. Yol boyunca meslektaşlarımızla ?İstanbul?un ne kadar değiştiğini? konuştuk. Deniz kenti Antalya?nın neden İstanbul gibi denizini kullanamadığını dile getirdik. Yollardaki yeşillendirme çalışmalarının Antalya?da niye yapılamadığını sorguladık.
?Darısı Antalya?nın başına? dedikten sonra gelelim bu yıl yapılacak Altın Portakal?a.
Toplantının başında festivalde yapılan değişiklikler gözümüze çarptı.
Festivalin bu yıl sınırları genişliyor. Antalya?nın dışında Burdur ve Isparta?da da film gösterimleri yapılacak. Bu güzel bir gelişme.
Ayrıca, Açılış Korteji özel çocuklarla daha da görkemli geçecek. Engelliler festivalde değişik gösterilerde bulunacak. Engellilerin festivale dahil edilmesi bana göre en önemli konu. Bugüne kadar kimsenin düşünüp de hayata geçirmediği bu güzel gelişme beni mutlu eden konuların başında geldi.
Yine Yılmaz Güney ve Kemal Sunal gibi sinema sanatçılarının unutulmaması alkışlanacak gelişmeler.
1970?ler Türk sinemasının kilometre taşlarından biri olan Yılmaz Güney?e odaklanan bölümde Güney?in yönettiği Umut (1970), Ağıt (1971) ve Zavallılar (1974) adlı filmler gösterilecek.
Kemal Sunal, ölümünün 10. yılında, Altın Portakal?da anılacak. Kemal Sunal Anma Programı kapsamında, VİPSAŞ tarafından restore edilen ?Kapıcılar Kralı? ve ?Kemal Sunal Sineması? üzerine hazırlanan belgesel gösterilecek.
Festivalde ayrıca konferanslar, paneller, söyleşiler, forumlar, sergiler de yer alacak. Yani dolu dolu bir festival bizi bekliyor.
Güzelliklerden söz ederken bir de kendi adıma gereksiz bulduğum bir konuyu dile getirmek istiyorum.
Mustafa Akaydın Hoca, basın toplantısında Antalya?nın 300 gününün güneşli olduğunu söyledi. Sinema filmlerinin çekilmesi için kentte her türlü imkanın bulunduğunu belirtti. Antalya?nın tanıtımı için çaba gösterdiğine tanık olduk.
Bunları söyleyen birinin basın toplantısını İstanbul?da yapması bana göre bir çelişkidir. Kenti tanıtma çabasında olan Başkan?ın kendi ilinde bu toplantıyı yapması daha doğru olacaktır. Festivalin medyada daha fazla yer bulmasını istemesinden dolayı basın toplantısının İstanbul?da yapıldığını biliyorum. Gazeteciler Antalya?ya uçakla getirilip konaklatılırsa bu sorunun ortadan kalkacağı düşüncesindeyim. Bu bir tek benim düşüncem değil. Toplantı için İstanbul?a giden birçok meslektaşımın da benim gibi düşündüğünü biliyorum.
Ferdi Tayfur?un ?Hadi gel köyümüze geri dönelim? şarkısıyla yazımı noktalıyorum.