Antalya medyası duyarlıdır. Kentin çıkarları için her zaman elini taşın altına koymuştur. Yakın zamanda Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC), Baro ile birlikte dünyanın en güzel ve en özel yerlerinden biri olan Manavgat-Beşkonak’ta yapılmak istenen taş ocaklarına karşı tavrını net olarak ortaya koyarak, halktan yana taraf olmuştur. Bu konuda AGC Başkanı İdris Taş ifadeye bile çağrıldı.
Son zamanlarda Antalya’da birileri tarafından işgal edilmek istenen birinci derece SİT alanlarındaki kaçak yapılar için yine gazeteciler kalem oynattı.
Yine halka ait olması gereken parkları babasının malıymış gibi çeviren, belediyenin koyduğu bankları bile kiralamaya çalışan kişilere karşı savaş vermiştir.
Kentin en büyük değeri olan Antalyaspor’un daha iyi yönetilmesi ve daha iyi yerlere gelmesi için hangi gazetecilerin nasıl canla başla çırpındığını bilen biliyor.
Sonuçta bu kentte yaşıyoruz ve geleceğimiz olan çocuklarımıza borcumuz var. Kimi zaman birileri ve bazı çevrelerce hedef olsak bile mücadeleyi bırakmıyoruz. Bundan da ne korkuyoruz ne de çekiniyoruz.
AGC’DEN ÇIKARMA
Hafta sonu Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ve Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Antalya Şubesi olarak iki önemli etkinlikte yer aldık. AGC üyeleriyle birlikte merkeze 15 kilometre gibi kısa bir mesafede olan Kapuz Kanyonu’na deyim yerindeyse çıkarma yaptık. Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KONYSİAD) ile birlikte düzenlediğimiz gezide üyelerimiz hem eğlendi, hem de gizli cennet Kapuz Kanyonu’nu haberleştirerek kamuoyuyla paylaştı. Yapılan haberler sonrası bölgeye ilginin arttığını kısa sürede duymaya başladık bile. Antalya’nın saklı cennetlerinden biri olan Kapuz Kanyonu’nun bir milyon yılda oluşumunu tamamladığını ve geçmişte alageyiğin gen merkezi olduğunu Doğa Bilimci Hüseyin Çağlar İnce’den öğrendik. Bölgede onlarca endemik bitki türü, alageyik dışında burada yine başka yerlerde olmayan birçok hayvan ve dere kenarlarında amfibik sürüngenler olduğunu yine İnce’den öğrendik. Kısacası gidip görülmesi gereken bir yer.
Ancak üzülerek belirtmeliyim bölgeye gitmek o kadar kolay değil. Alanın bir kısmı Devlet Su İşleri’nde bir kısmı da Tarın ve Orman Bakanlığı’nda. Sınırları içeresinde bulunan Konyaaltı Belediyesi de burada hizmet yapmak istiyor, ancak önüne sürekli engeller çıkarılıyor. Kısacası bölge görülmeye değer ve turizme açılması gereken bir alan. Ancak bürokrasi ve engellemeler bu cennetin saklı kalmasına neden oluyor. Umarım en kısa zamanda devletin ilgili kurumları bir araya gelir ve Kapuz Kanyonu’nun doğal yapısına dokunulmadan Antalya’ya, Türkiye’ye kazandırılır.
TSYD FARKINDALIK YARATTI
“Cumartesi günü yorulduk, Pazar dinlenelim” demedik bu kez de TSYD olarak Antalya’nın en gözde yerlerinden biri olan Sarısu’nun yolunu tuttuk. 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün önderliğinde düzenlenen temizlik yarışmasında üyelerimizle birlikte farkındalık yarattık. Göreve geldiği günden beri Antalya’da spor faaliyetleri dışında farklı alanlarda da kente katkı sunan Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan ve ekibiyle birlikte çöp topladık, gençlerin doğaya olan heyecanına ortak olduk. TSYD’nin Antalya’daki en yaşlı (86) üyesi Sökmen Baykara ve yine duayen gazeteciler Mustafa Uysal ile Oğuz Erkıl gibi abilerimiz üşenmeden gelip gençlere örnek olmaya çalıştı.