Ekim ayında yapılacak baro başkanlığı seçimleri için adaylar kıyasıya bir yarışın içine girdi.
Şuana kadar mevcut başkan Zafer Köken, Turgay Soyer, Baştuğ Çalışır ve Galip Tandoğan adaylığını açıkladı.
Son zamanlarda eski başkanlardan Mehmet Zeki Durmaz?ın da aday olabileceği konuşuluyor.
Daha önceki bir yazımda Etkin Baro Grubu?nun sözcülerinden Turgay Soyer?in başkan olmasının Antalya?ya kazanç sağlayacağını ifade etmiştim. Aynı görüşüm devam ediyor.
Ayrıca Etkin Baro Grubu?nda en çok oyu alan adayın desteklenmesi kararlaştırılmıştı. Turgay Soyer her 3 rakibinden daha fazla oy almıştı. Dolayısıyla Soyer?in desteklenmesi gerekir. Ancak Baştuğ Çalışır?ın karara uymadığını görüyoruz. Bunun da etik olmadığını belirtmeliyim.
***
Kim ne derse desin baro belirli siyasi partilerin arka bahçesi haline geldi. Geçmiş dönemlerde yapılan başarılı çalışmalar siyesi beklentiler için eleştirildi. Her fırsatta yapılanların karşısında duruldu. Kendi düşüncesinde olan siyasilerin yaptıkları yanlışlar ise görmezden gelindi. Avukatların soranları ideolojik saplantılar nedeniyle büyüdü, çözüm üretilemez oldu. Her fırsatta Hükümeti hedef alan açıklamalar yapıldı. Çözüme kavuşacak olan bazı küçük sorunlar bile Hükümet yetkilileri ile görüşmeme pahasına çözüme kavuşturulmadı. Hükümet karşıtı mitingler düzenlendi. İşte tüm bunlar maalesef Antalya Barosu?nu zor durumda bıraktı.
***
Peki, avukatlar nasıl bir baro istiyor?
Olaylara ideolojik değil, gerçekçi yaklaşan bir yönetim istiyor.
Ülke ve kent sorunlarıyla ilgilenecek bir yönetim istiyor.
Gerçek bir hukuk devleti için mücadele edecek bir yönetim istiyor.
İnsan hakları için savaşacak bir yönetim anlayışı istiyor.
Sağ, sol, İslamcı gibi kavramlardan uzak, savunmanın kalesi konumunda olan bir anlayış istiyor.
Hukukçu kimlikleriyle hareket edecek bir yönetim istiyor.
Siyasetçi gibi hareket etmeyen bir yönetim istiyor.
Baroyu bir sıçrama tahtası gibi görmeyen bir yönetim istiyor.
Bu istekler çok mu zor.
Sanmıyorum.
Olması gereken de bu değil mi zaten?