Keşke o telefonu elime almasaydım.
O görüntüyü seyretmeseydim.
Bir yandan “Ölmek istemiyorum” diyen anne, diğer yandan “Anne lütfen ölme” diyerek ağlayan 10 yaşındaki kızı.
Kahreden bir çığlık.
Sözün bittiği yer.
Kanım dondu.
Gözlerim doldu.
Yutkunamadım.
Yüreğim paramparça oldu.
Nereye gidiyoruz?
Ne zaman bitecek bu şiddet?
Neden çözümü en çözümsüz yerde arıyoruz?
Neden kadınları hayattan koparıyoruz?
Neden çocukların geleceğini karartıyoruz?
Neden, neden, neden!
Evet, güne maalesef yine üzücü bir olayla başladık.
Kırıkkale’de Emine Bulut adlı bir anne, eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Bunu yapmaktan çekinmeyen hastalıklı kafaya sahip koca, eylemini çocuğunun yanında gerçekleştirmekten bile çekinmedi. O hastalıklı kafa hayata dair umutları olan minik kızın geleceğini de kararttı. Karartmakla kalmadı hayatı boyunca etkisinden kurtulamayacağı bir bilinmezliğe sürükledi. O minik beden, hep o son kareyi hatırlayacak!
Şiddete maruz kalan kadınların çığlığı kulaklarımızda yankılansın artık. Çünkü vicdanlarımız artık fazlasıyla sağır.