Son yazımda Antalyaspor Kulübü’nde (Dernek) 7 Ocak’ta yapılacak olağanüstü genel kurulu ele almış, başkan adaylarıyla ilgili görüşlerimi aktarmıştım. Eski yöneticilerden Sezgin Özer ve Mustafa Ergün’ün resmen aday olduklarını ve kimlerle hareket edeceklerine dair fikirlerimi yazmıştım. Antalyaspor A.Ş. Başkanı Sinan Boztepe’nin de aday olması gerektiğini aktarmış ve şöyle demiştim: “İsmi sürekli adaylık için gündeme geliyor, ancak suskunluğunu sürdürüyor. Yakın çevresine aday olmak istediğini belirtmesine rağmen cesaretli bir adam atamadı. Bana göre onun derdi koltuğunu korumak. Malumunuz Antalyaspor Kulübü, Antalyaspor A.Ş.’nin yüzde 63 hissesine sahip. Yani ipler kulübün elinde. Dolayısıyla kazanan isim isterse A.Ş.’de bir değişim yapabilir. Bu nedenle de ortaya çıkmaya cüret edemediğini düşünüyorum. Bugün bu ortamda ortaya çıkamayan Boztepe’nin yarın yaşanabilecek bir olumsuzlukta söz söyleme şansı da pek olmaz. Bu nedenle iyi düşünüp ona göre adım atması gerekir. Ancak sessiz kalması bana göre kabul edilemez. Böyle bir hakkı da yok.”
Yazımın çıktığı gün Başkan Sinan Boztepe, düşüncesini eyleme çevirdi. Başta Antalya Valisi olmak üzere kentte söz sahibi olan isimlere görüşlerini aktardı ve adaylık konusunda fikirleri berraklaştı. Kısa bir süre sonra da adaylığını resmen duyurdu. 7 Ocak’ta çoğunluk sağlanmazsa 14 Ocak’ta yapılacak kongrede artık 3 aday yarışacak. Söz üyelerde. Kimin kazanacağını şimdiden kestirmek güç. 1050 üyeli kulüpte elbette en doğru adım atılacaktır diye düşünüyorum. Aynı zamanda Antalyaspor Divan Kurulu Üyesi olarak yaşanan çetin yarış beni fazlasıyla mutlu etti. Zira bundan önceki kongrelerde tek aday çıkıyor ve bir rekabet ortamı yaşanmıyordu. Şimdi 3 aday var. Üstelik de ilk kez borçlu bir kulübe talip oluyorlar. Her 3 aday da kazanmak için çalışacak, çabalayacak, proje üretecek. Üyeleri etkilemek isteyecek. Bundan da kazançlı çıkacak olan kuşkusuz Antalyaspor olacaktır.
Seçim için geri sayım başlarken adaylar çalışmalarını hızlandırdı, üyelere ulaşmak için daha fazla efor harcamaya başladı. Üyeler ise inandığı adayın arkasından yürümeye başladı, onlar da bir başka üyeyi kendi saflarına çekmek için çalışmalara başladı. Bu yaşananlar son derece normal. Ancak bazı siyasilerin ve oda başkanlarının sahaya indiğini duyuyoruz. Koltuktan aldığı güçle bazı üyeleri arayıp oyunu vermesi gerektiği adaya yönlendiriliyor. İşte bu normal değil, adil hiç değil. Antalyaspor’u bu tür siyasi çekişmelerin içine çekmeyin. Bunu yaparsanız seçimi belki kazanabilirsiniz. Ancak unutmayın kaybeden Antalyaspor olacaktır. O nedenle lütfen bu uyarıyı dikkate alın derim.