Yatılı İlköğretim Bölge Okulunun kısaltması olan YİBO, Türkiye?de köylerinde okul olmayan, maddi olanakları kısıtlı olan ailelerin çocuklarına eğitim vermek amacıyla kurulmuş ilköğretim okullarıdır.
Son dönemlerde basında YİBO?larla ilgili çok sayıda haber ve yorum çıkıyor.
Uşak?ta kaybolan ve 9 gün sonra cesedi okulun yakınlarındaki fosseptik çukurunda bulunan Umut Balıkçı?yı hatırlarsınız. Ailesi perişan olmuş ve haber uzun bir süre Türkiye gündemini meşgul etmişti.
Sonrasında Kayseri?de patlak veren olay.
Kayseri YİBO?da 3 öğretmen, tecavüz olayından dolayı açığa alındı.
Siirt ve Pervari?de meydana gelen tecavüz skandallarını da hatırlarsınız. Bu haberler uzun bir süre kimseye duyurulmadı, basından gizlendi.
Bu gelişmeleri takip ederken bir anda okuduğum ilçedeki YİBO gözümün önüne geldi.
Bu okulda da neredeyse her gün bir taciz olayı yaşanırdı.
Devlete güvenip çocuklarını YİBO?ya gönderen fakir köylü aileleri, kısa bir süre sonra çocuklarının başına istenmeyen olaylar geldiğini duyardı.
Kimi zaman öğretmenleri tarafından tacize uğrayan savunmasız çocuklar, kimi zaman da arkadaşlarının şiddetine maruz kalıyordu.
Aynı yerde banyo yapan ve yan yana yatan bu çocuklar, zamanla kendisini istenmeyen olayların içinde bulabiliyordu.
Öğrenciler yatılı oldukları için kendisinden büyük öğrencilere sürekli hizmet etmeye zorlanırdı. Buna itiraz eden olursa dayak yerdi. Öğretmenler ise disiplinin sağlanması için bu olaylara göz yumardı.
Yine bir çok çocuk okul temizliğini yapmaya zorlanırdı. Hademeler yan gelip yatardı. Onlar da bir öğretmen edasıyla öğrencilere baskı yapardı.
Öğrenciler hafta sonu da rahat edemezlerdi. Kız öğrenciler öğretmen çocuklarına bakıcılık yapardı. Ara sıra da öğretmenlerinin evlerine temizliğe giderdi.
Yine bazı öğrenciler tarikatla ilgisi olan öğretmenler tarafından dini eğitime tabi tutulurdu.
Yukarıda sözünü ettiğim olaylar yaşadığım ilçede sürekli konuşulan konulardı. Bu söylemleri neredeyse her gün duyardım. Kesinlikle doğru olduğuna da inanıyorum. İlçemiz küçük olduğundan yaşananlar çabuk duyulurdu. Siirt ve Pervari?deki gibi bu olayların dışarı sızdırılmasına izin verilmezdi. Taraflar kendi aralarında anlaşma yoluna gider ve olay yargıdan gizlenirdi.
O dönemlerde bizim ilçedeki YİBO?da okuyan 3 kızın, bir çok kişiyle birlikte olduğu konuşuldu. Okulda öğretmen ve öğrencilerin tacizine maruz kalan bu kızların okul dışında da polis, asker ve bazı memurlarla birlikte olduğu hep dillendirildi. Ayrıca yine bizim ilçede aynı okulda okuyan bazı öğrencilerin adı, o dönemde Hizbullah Terör Örgütü ile anıldı. Bu öğrencilerden bazıları daha sonra öldürüldü, bazıları da cezaevine girdi. Kimileri ise gözünü kırpmadan kendisi gibi düşünmeyen kişileri öldürdü.
Özetle, Milli Eğitim Bakanlığı bu okulları mercek altına almalı. Aksi halde, devlete güvenerek çocuklarını YİBO?lara gönderen ailelerin bir kez daha düşünmesi gerekir. Önlem alınmazsa, taciz ve tecavüz olayları sona ermez. Sürekli gizlenmeye çalışılacağından başta aileleri olmak üzere bundan da kimsenin haberi olmaz.