Bir Avrupa Birliği üyesi ülkenin yayın organı şöyle demiş; “Türk kamuoyu Avrupa Birliği konusunda çok cahil. Hatta entelektüellerinin bile Avrupa Birliği’nin tarihi geçmişi, mazisi, anayasası ve marşı hakkında derin bir fikri yoktur.” Neden hibe veriyor? Bence, bu yayın organı yerden göğe kadar haklı. Çünkü, felsefe soru sormakla başlar. Sorunun olmadığı yerde cevap, cevabın olmadığı yerde de uygarlık olmaz. Avrupa Birliği üzerine konuşanların yapmadığı budur. Avrupa Birliği fonlarından para alabilmek için sürekli proje geliştiriyoruz. Ama bu parayı hibe olarak veren Avrupa Birliği’nin amaçlarını hiç sorgulamıyoruz. Daha doğrusu Avrupa Birliği nedir sorusunu, gerektiği gibi hiç sormuyoruz. Avrupa Birliği hayır kurumu değil. Aslında bizlerin hayal ettiği Avrupa Birliği ile gerçek Avrupa Birliği birbirinden çok farklı. Sahip olmak isteyip de olamadığımız ne varsa, hiç bir ücret ödemeden alabileceğimiz yer olarak düşünüyoruz. Çünkü, birileri böyle düşünülmesi için çabalıyor. Oysa Avrupa Birliği, insanların beklentisini karşılamak için kurulmuş bir hayır kurumu değil. Böyle bir şey zaten kapitalizme aykırı. Avrupa Birliği de sosyal değil, kapitalist bir kuruluş. Almadan verirler mi hiç? Biliyorsunuz kapitalizm, eşitsizlikten ve sömürgecilikten beslenir. Kapitalist ülkeler sömürge olarak gördükleri ülkelere üç almadan bir vermezler. Çark böyle işler. Sömürü çarkı durduğu anda kapitalizmin diğer bütün çarkları otomatik olarak durur. Öte yandan kapitalizmde hiçbir zaman fakirden yana ve zenginden fakire bir akış olamaz. Bu nedenle Avrupa Birliği asla aldıklarından fazlasını vermez. Avrupa Birliği’ne üye olmak Avrupa Birliği’nin tarihi geçmişi, mazisi, anayasası ve marşını kayıtsız şartsız kabul etmek demek. Bu nedenle birçok Avrupa Birliği üyesi ülke, Avrupa Birliği’nden çıkmak istiyor. Bakınız İngiltere ayrıldı. Buna rağmen bizi üye yapma konusunda nazlanmalarına sakın kanmayın. Bu, ‘istemem, yan cebime koy’ taktiğidir. Bizi şartlarını kabul etmeye zorluyorlar. Kabul ettiğimiz anda, hemen alacaklar. Şartları ne? Kaynaklarını özelleştir. Milli dilinden vazgeç. Eyalet sistemini getir. Azınlıklara istediklerini ver. Yani bölünün, parçalanın ve bize teslim olun.