İletişim çağındayız. Hızına yetişmek mümkün değil. Bilgiye ulaşmak artık saniyelik bir işlem. Her evde internet var, her akşam evlerimize misafir onlarca kanal, lehte aleyhte yayınlar yapıyor.
Siyasetin ağırlığı artı eli kolu daha da güçlendi ama modası da heyecanı da eskisi kadar kalmadı. Dayımın evdeki halıyı alarak parti başkanının ayağına serdiği o günler geride kaldı, iyi de oldu. Oralardan buralara geldik.
Antalya’da tamamlanan ve devam eden yatırımlar vatandaşın rahat ve huzurlu bir yaşam sürmesi için. Geçmişte, ‘devlet Antalya için hiçbir proje üretmiyor, şu yatırımları yapmıyor’ diyerek eleştirilirken, devam eden dev yatırımların şantiye önlerinde ‘siyasi pirim elde ederiz’ düşüncesinde boy gösterenleri de görüyoruz.
Merkez nüfusu 2 milyona dayanmış Antalya’yı hala taşra sanıyorlar.
Kişi başına düşen araç bakımından Antalya Türkiye birincisi. Her 2,5 kişiye 1 araç düşüyor. 2 milyon 300 bin nüfuslu Antalya’da trafikte her gün sadece merkezde 500 binin üzerinde araç trafikte. Karayolları, Büyükşehir Belediyesi köprülü alt ve üst geçitler yapıyor. Siyaset yaparak ‘Yanlış proje’ diyenler dilinizi eşek arısı soksun.
Meydan-EXPO raylı sistem projesi kısa sürede tamamlandı. Hatırlayın biri veya birileri yine bu güzel yatırımı sırf siyaset olsun diye eleştirmişti.
Büyükşehir Belediyesi’nin vizyon projelerinden Boğaçayı Projesi’nin ÇED halkın toplantısı yapıldı. Çok güzel bir sunumun ardından, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ÇED Şubesi personeli proje ile ilgili olumlu veya olumsuz görüşleri iletmelerini istedi. Soru ve cevaplar peşi sıra devam ederken, mikrofonun kendisine ulaşmasını beklemeden ayağa kalkarak Yat Limanının uzunluğunu sordu. “Konyaaltı Plajı’nın güzelliği gidecek olmaz olmaz iyi tartışılması gerekir” diye feryat eden CHP eski Milletvekili Gürkut Acar’dı. En ince ayrıntısına kadar anlatılan proje, dünyaca ünlü plajın silüetini bozacağı yok, kaldı ki güzelliğine güzellik katacaktır. Emeği geçenleri kutlayıp aylakta alkışlamak gerekir diyorum.
“Önyargıları, en çok, toprağı eğitimle gevşetilmemiş veya gübrelenmemiş kalpten silmek zordur; orada büyürler, taşlar arasındaki otlar kadar kalıcıdırlar” Charlotte Bronte