Kentsel dönüşüm, hızlı kentleşme ve deprem, taşkın, heyelan gibi doğal afetler sonucunda kentlerin tahrip olmasından dolayı ortaya çıkmış bir kavramdır. Ülkemizde kentsel dönüşümü zorunlu kılan önemli faktör ise depremlerdir. Acı tecrübelerle fark edilen deprem gerçeği, kentsel yenilenmenin bir zorunluluk olduğunu gözler önüne sermiştir. Zira sağlıksız yapı stoklarının deprem öncesinden tespit edilerek bertaraf edilmesi olası bir depremde can ve mal kayıplarını en aza indirecektir. Ülkemiz yüzölçümünün yüzde 42’sinin birinci derece deprem kuşağı üzerinde olduğu ifade ediliyor. Kentsel dönüşüm basın gündeminde sıkça karşılaştığımız kavramlardan biri haline gelmiştir. Özellikle Türkiye’de 1999 yılında yaşadığımız depremden sonra yapıların iyileştirilmesi konusunda büyük bir gelişme gösterilmiştir. Türkiye’de yaşanan deprem tehlikesinin yanı sıra hızla artan nüfus ile köyden kentlere yapılan göçün kaçak yapılaşmayı arttırması kentsel dönüşümün gerekliliğini ortaya çıkmıştır. 2’nci derece deprem kuşağında olduğunu bildiğim Antalya’nın Deprem Master Planı yoktur. Bu günlerde sıklıkla bazı şehirlerde depremler yaşıyoruz. Geçtiğimiz aylarda Deprem Haftası’nda ve ilerleyen günlerde de katıldığı bir toplantıda Antalya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Balcı, Master Deprem Planı’nın yerel yönetimler tarafından uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “İvedilikle yıkılması gereken binalar belirlenmeli, kentsel dönüşüm uygulanmalıdır. 1996 yılında revize edilen haritadan sonra Antalya 4. derecede deprem bölgesinden 2. derecede deprem bölgesine alınmıştır. Antalya Bölgesi’nde 1998 yılı deprem riskleri açısında bir milat olmuştu. Fakat 1998 yılından önce projelendirilen yapıların, 6'dan büyük depremlerde bu binaların durumu ne olacak nasıl davranış gösterecek bilemiyoruz. Ve bu nedenle deprem master planı hazırlaması gerekmektedir” uyarısında bulunmuştu. Antalya’nın Deprem Master Planı hazırlanmalıdır. Antalya merkezde ömrünü tamamlamış çok sayıda bina vardır ve yenilenmeleri gerekmektedir.