Her toplumun mutlu olduğu belirli günler vardır. Böyle günlere bayram günleri denir.
Bu günlerde insanlar sevinçli ve mutlu olurlar.
Gülerler ve eğlenirler. Birlik ve beraberlik duyguları gelişir. Toplum olarak aynı duyguları paylaşmak, insanlar arasındaki sevgi ve saygıyı artırır.
Türk milleti olarak bizim de milli ve dini bayramlarımız vardır.
Ramazan ayında oruç tutan Müslümanlar için üç türlü sevinç vardır. Bunlardan birincisi; kişi günlük orucunu akşam iftar ettiği zaman yaşanır. O anda insan, “Rabbime şükürler olsun. Bir gün daha orucumu tamamladım. Rabbimin bana emrettiği görevi yaptım” diye düşünüp, görevini yerine getirmenin mutluluğunu yaşar.
İkincisi, Ramazan ayı bitip bayram geldiği gündür. Müslüman o zaman mübarek bir ayı ibadet ve iyiliklerle geçirmenin sevincini yaşar. O gün bayram ederek sevinç ve mutluluğunu göstermiş olur.
Üçüncüsü de, Müslüman kıyamet gününde tuttuğu oruçların ve yaptığı diğer ibadetlerin sevabını aldığı ve mükafatını gördüğü zaman yaşanacaktır.
Bizler eğer Rabbimizin emrettiği ibadet ve iyilikleri yaparsak, yasaklanan kötülük ve günahlardan sakınırsak, her günümüz bir bayram gibi olacaktır.
Müslümanlar olarak bizim en önemli görevimiz, Allah’ın ve O’nun elçisi Hz. Muhammed’in emirlerini tutmak ve yasaklarından sakınmaktır. Bayram günlerinde yapacağımız bazı görevler vardır. Erken kalkmak, boy abdesti almak, yeni elbiseler giymek, güzel koku sürünmek gibi. Erkekler camiye gidip Bayram Namazı kılarlar. Zengin olanlar, Ramazan Bayramında Fıtır Zekatı verirler.
Bayram tatili sevdiklerinin özlemini çekenler gerek kendi hususi araçlarıyla gerekse de otobüslerle yolculuk yapmak suretiyle memleketlerine ulaşacaklar. Her bayram öncesinde olduğu gibi aynı endişeleri taşıyorum, üzücü haberlerle karşılaşmayalım. Trafik ışık ve işaretlerine uyalım. Bayramlar sevinç günleridir.