“Eğer Türkiye’nin gençleri çalışma dünyasına iyi hazırlanmazsa ve iş gücü piyasası da bu gençler için daha fazla iş yaratmazsa büyük genç nüfus grubu sosyal ve ekonomik baskı ve gerilim kaynağı haline gelecektir” Dahası da var. “Türkiye’nin 15-24 yaş arası nüfusunun sadece yüzde 30’u istihdam edilebiliyor. Ve yüzde 40’ı da ne okula gidiyor, ne de çalışıyor” Bu bir rapor, Dünya Bankası İnsani Kalkınma Sektörü 9 yıl önce yayınlamış. Konusu da, “Türkiye’nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak, Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye’nin Kalkınması” Raporda, Türkiye’de genç nüfusun istihdam sürecinde yaşadığı zorluklara ve çözüm önerilerine yer verilmiş. Adamlar diyor ki: “Ülkenizdeki gençlerin ‘faal olmama oranları’ sizi endişelendirmeli. Onları, üretecek şekilde yetiştirin. Ve ellerine çalışacakları bir iş verin. Boş gezdirmeyin. Bunun için de iyi eğitin, ekonomik politikalar üretin. Yoksa, hepsi başınızın belası haline gelecektir” Bana göre dedikleri de çıktı. İstisnaları saymıyorum. Ama 15-24 yaş arasındaki gençlerimize iş beğendirmek pek mümkün değil. Mesela kendilerine ait bir oda istiyorlar telefon, faks, bilgisayar elinin altında olsun istiyorlar. En önemlisi de dolgun maaş istiyorlar. Yoksa? Burun kıvırıp gidiyorlar. Eğitmek ve ekonomi politika üretmekle yükümlü olanlar ise siyaset yapıyorlar. Para babalarının istediklerini yerine getiriyorlar. Birbirleriyle kavga ediyorlar. Günlük hesap peşinde koşuyor, geleceği hiç düşünmüyorlar. Gün geliyor o gençler büyüyor ve kendileri için eğitim vermeyen, ekonomi politikalar üretmeyenlerin yerini alıyor. Bakıyorsunuz her şey aynı hamam aynı tas. Yıllar ve nesiller böyle geçip gidiyor. Korona virüsü ile yeni bir çağa adım attık. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ülkeler her alanda kendini yenilecektir, gençler bu yeni iş fırsatları kaçırmamalıdır.