Ülkemizde serbest okuma etkinlikleri, çocuk ve gençleri okumaya teşvik çalışmaları, Avrupa’da yapılan çalışmalara ve eğitim bilimindeki gelişmelere paralel bir şekilde yapılıyor. Yeterli olup olmadığı tartışılır. Eğitim sisteminin önemli görevlerinden birisi de, öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Okumak, insanda olumlu ilgilerin ve etkilerin uyanıp gelişmesine yardım etmekte ve kendi kendini eğitmesine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca okuduğunu tam ve doğru olarak anlama, okuyucunun okunanları yaşantı ile değerlendirme, onları dil ve düşünce yönünden eleştirel yargılama gibi bazı alışkanlıkların kazandırılmasını da gerektirmektedir. Ülkemizde özellikle çocukların ve gençlerin okuma alışkanlığının gittikçe azaldığı görülmektedir. İnsan ne kadar çok kitap okursa o kadar çok ufku açılır. Ufku açılan insan da yaşadığı hayata anlam vermekte zorlanmaz, karşılaştığı olay ve durumları çok iyi değerlendirerek onlardan etkilenip zarar görmeyi en aza indirir. Böylece daha anlamlı bir hayat sürmüş olur. Kitap görünmeyen bir eğitim aracıdır. Özellikle kitap okuma alışkanlığına yönelik tutumların küçük yaşlarda oluştuğu göz önüne alındığında öncelikli olarak bu tutumu oluşturacak olan anne-baba ve özellikle de öğretmenlerin kitap okuma kültürüne olan tutumları daha da önem kazanmaktadır. Çocuklarımızın büyük bir çoğunluğu maalesef kitap okumuyor. Bilgisayarda, anne ve babanın telefonu ile ya da kendisine ait bir telefonunda oyun oynuyor. Yakın çevremde de görüyorum. Okula başlamamış çocuklarının eline tablet ve telefon vererek oyun oynatabiliyorlar. Bir müddet sonra okul ile tanışan o çocuklarına kitap okutamıyorlar. Çünkü, anne ve baba çocuğunu okul öncesi internet oyunları bağımlısı yaptı. Kitabı çocuklarınız ile birlikte okuyun. Onları kitaplarla ödüllendirin, gün gelir meyveleri birlikte toplarsınız.