Dilencilik, yardıma muhtaç olduğu gerekçesiyle başka insanlardan para, yiyecek vb. şeyler isteme. Geçimini bu şekilde sağlayan kişiye dilenci denir. Dilencilere, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanır. Dilencilik dünyanın en eski mesleklerinden biridir.
Evet bunu meslek haline getirenlerin sayısı nüfusun artışına orantılı da sayıları her geçen gün artmaktadır. Metropol Şehirlerimiz başta olmak üzere Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde ve ilçe yerel yönetimlerin kontrolü altındaki yerleşim birimlerinde bu konu daima baş ağrıtan bir durumdur.
Şefkatli ve ruhu temiz, merhametli bir toplum olmamızın da bir sonucu olarak ortaya çıkan ‘Dilencilik ve dilenenlere maddi manevi katkılar vermek’ de dilenciliği sürükleyen gelecek yıllara taşıyan bir durum ve oluşturmuştur.
Hatta bunun bir sektöre de dönüştüğünü söylemek mümkündür. Yerel yönetimlerin kolluk güçleri, emniyetin resmi görevlileri ve memurları bu konuya hassasiyetle yaklaşmaları karşısında alınan önlemlere rağmen sayıları her geçen gün artmakta.
Antalya şehir merkezi başta olmak üzere, cadde ve sokaklardaki bu artışın gözle görülür şekilde dikkat çekiyor olmasının önlemi daha uygulanabilir ve önlenebilir çözümlerle azaltılma ve yok edilme konusu toplumun da beklediği konudur.
Dilenciliğin sektöre dönüştürülme çalışmasında ortaya koyulan mücadele dozunun artması ve yeni yöntemlerin bulunması kaçınılmazdır. Antalya’da bu görüntülerin turizmin başkenti kimliğine zarar vermemesi adına etkin yollar, doğru adımlar atılması için biraz daha gayret gösterilmesi herkesin ortak bakış açısıdır.
İnsanlarımızın masum ve merhametli hissiyatlarının artık daha fazla yozlaştırılmaması gerektiği düşüncesiyle…
Reşat Nuri Güntekin’in yarım asır önce kaleme aldığı ve bugün hala yazılanların güncelliğini koruduğu ‘Miskinler Tekkesi’ bir kez daha Türkiye’deki Dilenciliğin ve dilenciliğe karşı bilimsel bir yaklaşım olarak ele alınmadığını da ortaya çıkartmaktadır.
Zabıta görevlileri tarafından yakalanan bir dilencinin üzerinden çıkan büyük miktardaki para veya yüklü banka hesabını gösteren bir cüzdan ise, söz konusu haberlerin hemen her zaman değişmeyen konusu olmuştur.
Umarız Yeni bir Miskinler Tekkesi kitabı tarzı bir kitap daha okumayız. Çünkü Türkiye büyüyen ve gelişen ülke ekonomisinde güçlenen bir yapıya bürünmesinde bu sorunun da çözümü konusunda mutlaka sağlıklı politikalar üretilecektir.
Miskinler Tekkesi: Türkiye’deki dilencilerin dünyasını ve cahil hocaları başarıyla tasvir eder. Yazarın en dikkate değer eserlerinden biridir. Padişah II.Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla tanınan Kocabaş Kazasker Şemsettin Molla’nın torununun hayatı üzerine kurulmuş bir kitaptır. Padişahın ekmek kırıntılarının kat kat işlemeli bohça ve sedef kutularda saklandığı bir ortamda, padişah dilencisi bir dedenin torunu olan ve hem meşrutiyet hem cumhuriyet dönemlerinde yaşayan roman kahramanı, bir çeşit soya çekimle dilenciliği meslek edinir.