Ülkemizin son 50 yılın en sıcak ikinci Temmuz ayını yaşadığı açıklandı. İklim değişikliğini en çok hisseden ülkelerden birisiyiz. Bir tarafta aşırı yağışlar sonucu yaşanan su taşkınları, heyelanlar, diğer tarafta haftalarca hatta aylarca yağış olmaması nedeniyle kuraklık. Her geçen yıl, ısıda artış oluyor. Ülkemizin yenilenebilir su potansiyeli 234 milyar metreküp. Bunun 41 milyar metreküpünün yeraltı suları, 193 milyar metreküpünün yerüstü sularından meydana geldiği hesaplanmış. Ülkemizde çeşitli amaçlara yönelik kullanımlarda teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilecek yüzey ve yeraltı suyu miktarının 110 milyar metreküp olduğu da belirlenmiş. Uzmanlara göre, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için yılda ortalama kişi başına 10 bin metreküp su potansiyeline sahip olması gerekiyormuş. Su potansiyeli 1000 metreküpten az olan ülkeler “Su Fakiri” kabul ediliyormuş. Kişi başına düşen kullanılabilir su potansiyeli 3 bin 690 metreküp olan ülkemiz, dünya ortalaması olan 7 bin 600 metreküpün oldukça altında olmasından dolayı su fakiri olmamakla birlikte su kısıdı bulunan ülkeler arasında. Ülkemiz maalesef su kaynaklarını bir bir kaybediyor. Göllerimizin birçoğu kurudu. Can çekişen göllerimiz de var ki onlara da baktıkça yüreğimiz sızlıyor. Küresel iklim değişikliği ne kadar akarsu ve göllerimizi fazla etkilemiş olsa da bizlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Tarım arazilerinde damlama su yöntemine acil olarak geçmeliyiz. Damlama sistemlerinin kurulumu için çiftçiye destek verilmesi geriyor. Bu desteği rahatlıkla gerek kamu gerekse de özel bankalar verebilir. 1 yıl ödemesiz 2. yıl vadeli damlama sistemleri çiftçiyi de rahatlatır diyorum.