Turizmin karar vericileri ve iş insanları bir taraftan küresel salgının yarattığı tahribatla mücadele ederlerken, diğer taraftan gelecek yıllarda turizmin tam olarak nasıl görüneceğini ve nereye evrileceğinin hesaplarını yapıyor. Bu anlamda pandemi sonrası turizmi yeniden yapılandırmak için turizmcilerin düşünme fırsatı olduğunu ifade eden birçok araştırmacı, mevcut durumun, turizmin hem talep hem de arz tarafına yapacağı baskının, gelecek yıllar boyunca da devam edeceğini ve bu etkilerin uzun vadeli olacağını ifade ediyor. Zira konu hakkında yapılan çalışmalar, turizmde yaşanan mevcut krizin önceki krizlerden çok daha büyük olduğu ve aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirdiği şeklinde. Örneğin, yavaş turizm ve benzer uygulamalar, doğal ve kültürel mirasa dayalı ürünler sunan ve insanları aşırı kalabalıklardan uzak tutan turizm türlerinin, hem turistler için yüksek kaliteli deneyimler sağladığını hem de krizden çıkmak için etkin bir yol olabileceğini belirtiyor. Gelecekte küresel turizmin, iklim değişikliğinin neden olacağı fiziksel, sosyal ve ekonomik değişikliklere uyum sağlayabilmesi gerekeceği de hatırlatılıyor. ‘Antalya turizmin başkenti’ diyoruz. Antalya bu değişimlere ne derecede hazır. Mutlaka bir planları vardır. Ama nasıl bir plan? Bana göre uzun vadede planlama yapıyor. Antalya’nın iki büyük pazarı Rusya ve Almanya. Her ikisi olmayınca kriz yaşıyoruz. Antalya Her Şey Dahil sisteminin dışına çıkamıyor. Denizi, kumu ve güneşi pazarlıyoruz. İklim değişikliğini en çok hisseden Antalya’da her yıl olduğu gibi bu yıl da yaz geç bitecektir. 12 ay turizm için bu bir fırsattır. Turizmimizi yenilemeliyiz diyorum.