Akdeniz deyince turizm kentlerinin başında Antalya geliyor.
Sayısız güzellikleri içinde barındıran Antalya, Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından birçok yerli ve yabancı turistin uğrak noktası.
Keşfedilecek pek çok noktası ile turistlerin vazgeçilmez adresi olan Antalya, suların yarattığı benzersiz manzarası eşliğinde, etrafında yeşil ağaçlarla kaplı eşsiz bir bölgede.
Saklıkent, Tazı Kanyonu, Kurşunlu Şelalesi, Tabiat Parkı, Karain Mağarası, Köprülü Kanyon, Milli Park, Kekova Adası, Çıralı Yanartaşı, Konyaaltı Sahili, Lara Plajı, Dim Çayı, daha niceleri yerli ve yabancı turistlerin gözde yerlerinden.
Bu güzel şehrimizin 19 güzide ilçesi bulunuyor ve merkezinde bulunan Üç Kapılar, tarihi evler, hanlar ile bir başka evrende hissettiriyor.
Geniş kumsallarıyla, masmavi sularıyla doğanın pek çok mucizesini gözler önüne seriyor.
Türkiye'nin en kalabalık 5’inci şehri, yüzölçümü bakımından 6’ncı il olma unvanını elinde bulunduran, en çok antik kente sahip ilinin içinde yaşayan biz ne kadar geziyor ve biliyoruz bu şehri?
Antalya'da turizmin daha merkeze yönelik olması için neler yapılabilir? Burada iş yerel yönetimlere düşüyor. Son zamanlarda turizm yavaş yavaş komşu ülkelere yönelmeye başladı. Antalya'da tatil, ekonomik bakımdan bütçeleri zorluyor.
Antalya halkına bu güzelliklerin ne kadarından faydalanmak nasip olmuştur? Ayrıca böyle sanatın doğuşuna katkı sağlamış bir ilde, sanatsal etkinlikler neden bu kadar kısıtlı kalmakta? Belki bir iki ekstra dokunuş, bugün ev-iş döngüsü içinde takılı kalmış olan bizlere ilaç gibi gelecektir.
Antalya'da yaşamanın ayrıcalığına kavuşmuş olan her birimiz için tek dileğim en kısa sürede bizim de kendimizi ‘turist’ gibi hissedebileceğimiz zamanların yakında olmasıdır.