Kuraklık, atmosferde yağış oluşturacak kadar nem bulunmadığı dönemlerde gerçekleşen, yeryüzü ve yeraltı sularının tedarikinde kıtlığa yol açan doğal bir iklim olayıdır.
Kuraklık döngüleri haftalarca, aylarca hatta yıllarca devam edebilir.
Örneğin kaydedilen en uzun süreli kuraklık Şili'deki Atacama Çölü'nde 400 sene boyunca devam eden kuraklıktır.
Anlaşıldığı üzere kuraklık, sadece ülkemizin değil, Dünya'nın da en önemli sorunlarının başında gelmektedir.
Antalya'da ise en fazla Elmalı, Finike, Alanya, Manavgat ve Gazipaşa'da görülmektedir.
Birkaç hafta önce Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi; Antalya, Burdur ve Isparta illerinde Şubat -Nisan dönemi ciddi bir kuraklık izlendiğini, yağışlarda geçen yıla göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurgulamışlardır. Mesela son bir aydır Muratpaşa Altındağ Mahallesi'nde su sıkıntısı çekmekteyiz.
Burada yapılması gerekenlerle ilgili uzmanlar, sivil toplum kuruluşlarının kampanyalar başlatması, su kaynaklarının yönetiminin düzenlenmesi, çiftçilere kuraklığa dayanıklı tohum ve bitki türleri hakkında eğitim ve destek sağlanması, baraj ve göletlerde su seviyesinin izlenmesi, acil durum planlamasının hazırlanması gerektiğini vurgulamaktalar. Çiftçilikte damlama-sulama gibi su tasarrufu sağlayan yöntemler kullanılmalı ve yağmur suyu hasadı yapılmalı.
Günden güne azalan su kaynaklarımız başta tarım olmak üzere tüm alanları derinden etkilemektedir. Ülkemizin su fakiri olmadığını hepimiz biliyoruz ancak yıllardan bu yana tarımda yapılan bahçe sulamaları ne yazık ki yer altındaki kaynak sularımızı da bitirme noktasına getirmiştir. Çünkü su kaynaklarımız ne yazık ki sonsuz değildir. Bunların kullanımını daha bilinçli hale getirirsek tarım arazilerimizi verimli bir şekilde kullanarak geleceğimize bırakabileceğimiz su kaynaklarımız olur...