Kış aylarındayız ve dışarıda üşüyen, aç kalan ve sayısı fazlaca olan hayvanlarımıza yardım etmeliyiz. En azından kapıların önüne kaplarda su, süt koyarak ve yemek artıklarını atmayarak onları besleyebiliriz. Bir de sokakta gerçekten başıboş ve saldırgan olan hayvanlar da var. Hayvanlar aç kaldıkça daha saldırgan hale gelebiliyor ve karşısındaki insana saldırganlık gösterebiliyor.
Yakın çevremde köpek saldırısına uğrayan bir kaç kişiye tanık oldum.
Benliğime kazınmış yaşadığım kentin en güzel manzarasına sahip Cumhuriyet Meydanı’ndaydık. Harika bir güneş, masmavi Akdeniz'in seyrine hayranlıkla izlerken. Marinanın hareketli yolculukları denizin üzerinde kelebek misali rengarenk. Onu tamamlayan Antalya evleri, yeşil ve mavinin tüm tonları yanımda sağlık çalışanı kardeşim vardı. Birden kardeşimden bir çığlık sesi geldi arkada bir köpek dişlerini arka bacağına geçirmiş. Yaşadığımız korku ile hemen yanı başımızda olan kolluk kuvvetlerinden yardım istedik. Kalabalık üzerimize üşüşünce köpek kaçtı ama 4 dişini kardeşimin arka bacağına geçirerek gitmişti, zabıtaya haber verdik. Köpekte küpe yoktu. Zabıtalar arasalar da bulamadılar. Uzun bir tedavi süreci başladı, aşılar, iğneler, yaşanılan korku, pansumanlar takip etti. Acaba ne olmuştu da o köpek saldırmıştı çünkü sakince etrafı izliyorduk. Her zamanki gibi Cumhuriyet Meydanı alabildiğine yerli yabancı turistlerle kaynıyordu o gün piyango kardeşime vurmuştu.
Bir diğer saldırma Afyon'da gerçekleşti genç bir anne bahçede çocuğu ile oynuyordu önce bir köpek sonra ardından 3-4 köpek daha gelip bebeğe saldırmak istediler, anne çocuğu yukarıya kaldırdı saldırıya uğramasın diye her iki bacağını köpekler ısırdı. Ambulans çağırıldı mahalleli olarak aşağıya yardıma gittik. Balkondan saksılar fırlattık nafile sürü halinde geziyorlar sonradan öğrendik ki tatilciler geldiklerinde evlerinde baktıkları köpekleri daha sonra döndüklerinde başıboş olarak mahalleye salıyorlardı. Yine aynı işlemler devam etti aradan 10 yıl geçmesine rağmen daha dün gibi gözümün önünden gitmiyor. O annenin yaşadığı korkuyu anlatmaya benim dilim varmıyor peki çözüm ne olabilir. Travmanın dışında o anne ayağı aksayan bir birey olarak hayata devam ediyor.
Yerel yönetimler, sokak hayvanları konusunda göstermelik barınaklar yapmaktalar. Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması, aşılanması, beslenmesi konusunda ne yazık ki gerekli önlemleri yeteri kadar almamaktalar. Sokak hayvanlarının beslenmesi, gönüllülerce yapılmakta genellikle.
Yapılan araştırmalar sonucunda yaşadığımız bu çağda bile Türkiye’de yılda seksene yakın insan kuduzdan yaşamanı yitirmekte. Kudurarak ölmenin toplumumuz için bir utanç olduğunu belirtmeliyim.
Hayvanlar oyuncak değil. Bu bilincin oluşması için çalışmalar yürütülmesi gerektiğine inananlardanım. Hayvanların doğal ortamlarında yaşatılıp sevilmesinin olanaklı olduğu kavratılmalı.
Doğal ortamında yaşayan hayvan saldırgan ve zararlı olmaz. Başıboş köpekler daha dün 12 yaşında bir kız çocuğunun ölümüne sebebiyet verdiler gün geçmiyor ki bir sokak hayvanının saldırısına maruz kalan bir haber ile karşılaşmayalım.