Dün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97’nci yıl dönümüydü. Gururla, onurla, coşkuyla kutladık, destansı zaferi bizlere armağan eden şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle andık. Çünkü bu sıradan bir bayram, sıradan bir zafer değil. Anadolu halkının bağımsızlık zaferi. Namusumuzun, onurumuzun korunduğu gündür 30 Ağustos 1922…
Tarihin çok önemli değişimi yaşandı bu zaferle birlikte. Emperyalizmin tüm oyunları bozulmuştu. Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı ile yenilmiş ve Sevr Antlaşması’nı imzalamak zorunda bırakılmıştı. Orduları dağıtılmış, silahları elinden alınmış, Anadolu neredeyse tümüyle işgal edilmişti. Ümitsizliğin dibe vurduğu anda ‘Mavi Gözlü Dev’ çıkmıştı ortaya. 19 Mayıs 1919’da Samsun kapısından Anadolu'ya adımını atmıştı. İngilizlere ve onların uşaklarına isyan bayrağını dalgalandırıyordu korkusuzca. İşgale, parçalanmaya, sömürülmeye karşı çıkmıştı. İngiliz uşaklarını, paralı askerlerini, kiralık katillerini Anadolu'dan atmak için milleti birlik içinde olmaya çağırmıştı Amasya'dan. “Vatanın bütünlüğü, bağımsızlığı tehlikededir. Vatanın her karış toprağı kanla sulanmadıkça kimseye bir karış toprak verilemez” diye haykırmıştı. Onuruna, namusuna, bağımsızlığına düşkün Anadolu halkı da Mavi Gözlü Dev'e aynı tonla, aynı heyecanla seslenmiş ve ant içmişlerdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde birleşen Türk Milleti, Çanakkale’de yedikleri şamarı çabuk unutan emperyalistlere bunu bir kez daha hatırlattı. Yunanlılar çok sert kayaya çarptıklarını anladıklarında artık çok geçti. Tabana kuvvet Ege'ye doğru kaçmaya başlamışlardı. Kaçarken yolları üzerindeki köyleri, kasabaları, şehirleri binlerce ibadet yerlerini yakıp yıkmışlardı fakat onurlu Türk Milleti’ne başlarını eğdirememişlerdi. 26 Ağustos gecesi sabaha karşı açılan topların çelik ağzı, ta ki 9 Eylül'de düşmanın İzmir'de denize dökülmesine kadar devam etmişti.
30 Ağustos sıradan bir bayram, sıradan bir zafer değildir. 30 Ağustos emperyalizme başkaldırının, bağımsızlığın kazanılmasının, millet olma bilincinin tohumlarının atıldığı gündür. Bu yüzden ebediyen coşkuyla, onurla, gururla kutlanmalıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşları, tüm şehitler rahmet ve minnetle anılmalıdır…
İyi tatiller..