Antalya’da araç sahibi veya sürücülerin ekseriyeti eminim başlıktaki cümleyi sık sık kullanıyordur. Niye? Çünkü bu kentte araba sahibi olmak ekstra dert sahibi olmak demek. Araç sahibi veya sürücüleri dert sahibi yapan en önemli sorun ise kentte yeteri kadar park alanı bulunmaması…
Aslında bu, öteden beri var olan ve her geçen gün biraz daha büyüyen bir sorun. Malum, Antalya Türkiye’nin en hızlı ve en fazla göç alan kentlerinden birisi. Haliyle nüfus arttıkça trafiğe çıkan araç sayısı da artıyor. TÜİK verilerine göre Antalya'da bu yılın şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı araç sayısı toplam 1 milyon 66 bin 685. Bunların yüzde 47,2'si otomobil, yüzde 26,2'si motosiklet, yüzde 17,2'si kamyonet, yüzde 4,6'sı traktör, yüzde 2,2'si kamyon, yüzde 1,4'ü minibüs, yüzde 1'i otobüs, yüzde 0,2'si de özel amaçlı taşıtlar. Antalya trafiğe kayıtlı araç sayısı bakımında İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra Türkiye’de 4’üncü il. 279 bin 391 motosiklet sayısıyla da 312 bin 904 motosiklet bulunan İstanbul'dan sonra 2'nci sırada yer alıyor.
Bunlara bir de özellikle yaz aylarında tatil amaçlı günübirlik olarak kente gelen araçları da ekleyince neredeyse kişi başına bir araç düşüyor. Hızlı büyümeden dolayı çarpık kentleşme sorunu olan Antalya’da mevcut cadde ve sokaklar bu kadar aracı kaldıramıyor. Zaman zaman yapılan suni müdahaleler kısa süreli nefes aldırsa da nihai çözüm olamıyor.
Trafik akışı son yıllarda yapılan alt ve üst geçitlerle bir şekilde sağlanıyor ancak park yeri sorunu her geçen gün büyüyor. Park yeri bulmakta zorlanan araç sahipleri/sürücüler ara sokakları veya kaldırımları tercih ediyor. İki yönlü park edilen araçlar yüzünden zaten dar olan sokaklar geçilmez hale gelirken, birçok caddede kaldırımlar da yayalara geçit vermiyor. Birçok ara sokakta ise iptidai otoparklar var. Yasal mı, gayriyasal mı belli değil. Birileri Deli Dumrul misali giren çıkan araçtan para alıyor. Bu kişilere buraları kim verdi, vergi veriyorlar mı belli değil. Ücret standardı da yok. Kimi 6 lira istiyor kimi 10 lira.
Dediğim gibi otopark sorunu bugün ortaya çıkmış bir sorun değil. Dolayısıyla çözüm arayışları da, yapılanlar da var elbet. Örneğin yanlış hatırlamıyorsam önceki yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca İmar Kanununun 37’nci ve 44’üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan ‘Otopark Yönetmeliği’ devreye girdi. Bu yönetmelik gereği yeni inşa edilen tüm yapılarda daire sayısıyla orantılı otopark yapılması zorunlu hale getirildi. Yine belediyece kentin muhtelif noktalarında katlı otoparklar programa alındı. Bunlardan biri yine önceki yıldı sanırım, Büyükşehir Belediyesi’nce Sinan Mahallesi’nde hizmete açılan Mekanik Katlı Otopark’tı. Mevcuttaki 94 araç kapasiteli otopark, mekanik katlı otoparka dönüştürülerek kapasitesi 188’e çıkarıldı.
Olumlu ama yeterli değil. Bu tür otoparkların hızla çoğaltılması gerek…
Sokak aralarındaki ne olduğu belirsiz sözde otoparklar da bir an önce ortadan kaldırılmalı. Kent merkezine turist az geliyor ve gelenler de ara sokaklara girmiyor. Düşünsenize hasbel kader ara sokaklara girip de turizmin başkentine yakışmayan bu ilkel otoparkları görseler madara olurduk.
Sağlı sollu park etmiş araçlarla tıkanmış sokaklar, park etmiş araçlardan yayaların geçemediği kaldırım görüntüleri ‘Dünya Kentiyiz’ iddiamızı komik duruma düşürüyor. Bu yüzden yerel yönetimin öncelikle ele alacağı sorun bence bu olmalı. Tüm imkanlar seferber edilip Türk turizminin başkentindeki bu olumsuz manzarayı ortadan kaldıracak adımlar atılmalı…
Otopark sorunun başı olsada bence toplu ulaşım azligidir örnek uncalidan laraya tek vasita yok