Antalya dün sosyal medyada bir anne ile yüzde 90 engelli oğlunun gittikleri döner lokantasından kovuluşu haberiyle çalkalandı gün boyu…
İddiaya göre Akdeniz Otizm Spor Kulübü Derneği (AKODER)’in düzenlediği bir etkinliğe otizmli oğlu ile katılan bir anne, etkinlik sonrası Muratpaşa Kazım Özalp Caddesi’ndeki Hacı Hakkı Bey Döner Restaurant’a gider. Restoranda engelli oğlu lavaboya gitmek isteyince annesi restoran personeline lavabonun yerini sorar. Alt katta olduğunu söylerler. O da oğlunu alarak alt kata iner. Ancak bu kez karşısına çıkan başka bir personel lavabonun bozuk olduğunu, kullanamayacaklarını söyler. Hemen ardından da, “Müşteriler rahatsız oluyor, sizi dışarı alalım” diyerek anne ile oğlunu kapının önüne koyarlar. Engelli annesinin, “Oğlum otizmli, engelli” demesine, müşterilerin, “Çıkarmayın, biz rahatsız olmuyoruz” demelerine rağmen hem de…
Söz konusu paylaşımda, engelli annesi yaşadığı o anı, “Üzüntümü tarif edemem. Engelli bir bireye ve annesine yaptıkları bu davranıştan dolayı kendilerini kınıyorum” şeklinde dile getiriyor.
Şimdi sosyal medyada paylaşılan şeylere genellikle dikkatli yaklaşırım. Kesin doğrulatmadan, emin olmadan herhangi bir yorum yapmak da istemem. Bu yüzden olayı şimdilik bir ‘iddia’ olarak değerlendiriyorum. Aslı var mı yok mu yakında ortaya çıkar.
Ancak eğer söz konusu paylaşımlarda öne sürülenler gerçek ise bu gerçekten çok ama çok düşündürücü. İnsanlık adına, insanlığımız adına vahim bir durum.
Nasıl olur da engelli bir çocuk ‘rahatsızlık verdiği’ gerekçesiyle mekandan çıkarılır?
Hangi vicdan bir engelli bireyden rahatsızlık duyar?
Rahatsız olanlar gerçekten de müşteriler ise (ki, anne müşterilerin rahatsız olmadığını vurgulamış) müşterilerin, yok eğer mekan sahibi ve çalışanlar ise onların insanlığından şüphe duyarım. Böyle bir yaklaşımı anlamamız, kabul etmemiz mümkün değil. Bu anlayıştaki insanların, bir zamanlar dünyanın en büyük kıyımını gerçekleştirirken, ‘ari ırkı’ yaratmak adına toplumdaki tüm engelli bireyleri katleden Hitler’den farkı yoktur...
Eğer bunlar bir iddia değil gerçek ise bu mekan sahipleri hakkında gereken mutlaka yapılmalıdır. Böyle bir şeyin yasal açıdan cezai müeyyidesi var mı bilmiyorum ama yoksa bile bu insanlık dışı davranışın cezası bir şekilde kesilmelidir.
Engelli olmak bir tercih, bir seçim değildir. İnsanın elinde olan bir şey değildir. Her insan potansiyel bir engellidir. Hayatın karşımıza ne çıkaracağını bilmemiz mümkün değil. Bugün sağlıklı bir birey olabiliriz ancak bir an sonrası ne olacağımızı kestiremeyiz. Herkesin bunu böyle düşünmesi ve buna göre davranması gerekir. Engelli çocuk belki yaşananların farkında bile değildir ama anneye böyle bir travmayı yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Bu olay bir kez daha göstermiştir ki, asıl engel, engellileri ‘gereksiz, yük, vs’ gibi gören hastalıklı kafalardadır…